Yeşili tükenmekte olan ada!

Adına “yeşil ada” denilen bir küçük adada yaşıyoruz ama adanın yeşilliğini takan yok, aldıran yok! 
Yeşili yok etmede bizi geçen yok. 
O güzelim ormanlarımızı aralıklarla ama sıkça çıkarılan yangınlarla küle döndürmede üstümüze yok.
Her yangın sonrasında utanmadan dövünüyor, ah lar, vah lar çekiyoruz ama hepsi yalan, sahnelere oynuyoruz. 
Bir süre sonra aynı sorumsuzlukları yapmaya devam ediyoruz. 
Yangınlarla giderek yok olmaya başlayan yeşillikleri katlediyoruz!
Yangın çıkarmadaki sorumsuzluklarımız yanında ilkemizde yeşili yok eden bir de çam kese böceği illeti var.
Yıllardır mücadele eder gibi gözüktüğümüz ama gerçek anlamda görevlerimizi yapmadığımız çam kese böceği illeti, hemen, hemen her yıl binlerce çamın kurumasına neden oluyor.
Bu yılda yaşadığımız benzer orman felaketini hatırlayacaksınız 2015 te oluşturulan CTP BG-UBP koalisyon döneminde de yaşamıştık. 
Uzman olduğumuz bir husus var, böyle felaketleri sadece seyretmekle yetiniyoruz. 
Geçtiğimiz günlerde Orman Dairesi Müdürlüğü yapan muhterem çam kese böceklerinin gerçek anlamda çamlara zarar vermediğini, yaşanan tahribatın geçici olduğunu buyurdu. 
Sormak lazım, geçmiş yıllarda çam kese böceğinden kuruyan çamlar bir daha dirilebildi mi?
Ormanla iç, içe olduğumdan biliyorum, hemen, hemen her yıl yaşanan çam kese böceğinden etkilenmeyen çamların çok azı kurtulabildi. 
Kuruyan ağaçlar kesildiğinden, bir başka deyişle cenazeler kaldırıldığından mefta gözükmüyor.
Hele son yıllarda havadan ilaçlama sonlandırılmış durumda. Yerden ilaçlamanın zorlukları da esasen ortada.
Allaha emanetle mi yetinelim? 
Yaşanan tahribatı yakından görmek isteyenler için nokta atışı, Kantara-Kaplıca arasındaki bölgeyi bir ziyaret etsinler. O bölgeyi yakından incelesinler. 
Sadece bu bölgede değil, çam kese böceği tüm kuzey ormanlarını istila etmiş durumda.
Yeşilin nasıl yok olmakta olduğunu gözleriyle görsünler.
Bu konuyla ilgili olarak devamlı uyaranlardanım. 
Yıllar öncesinden başlayan çam kese böceği tahribatına karşı zaman, zaman gerçek anlamda mücadeleler verilmiş olduğuna vurgu yapmak istiyorum. 
Ne var ki bu zararlı ile mücadele sadece bir süreliğine yapıldığından bir sonraki mevsimde misli ile karşımıza çıkmakta ve giderek daha geniş bir biçimde ormanlarımız yok olmaktadır. İktidarda hüküm sürenlerin kimliklerine bakılmaksızın çam kese böceği illeti ile mücadele bir devlet meselesi olmalıdır. Bu nedenle başta Ormancılık Dairesi olmak üzere ormanla mücadele eden yapıların yeniden organize edilmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde KKTC de orman yapısı sadece kartpostallarla sınırlı olacaktır.