Beklenen oldu!

Rahmetli R.R Denktaş’tan sonra geçen zamanda BM’de ve BM çevresinde Kıbrıs Türklerini temsil eden kesimler artık pek muhatap alınmıyor, istenildiği düzeyde ilgi görmüyor.
Bazen nezaket kuralları bile hiçe sayılarak KKTC yetkililerini görmezden geldikleri sıkça yaşanılan şeyler.
Ne barış havariliğine soyunmak, ne de yandaş, yoldaş olarak anılmak, ne de kaşları çatarak tavırlar ortaya koymak artık pek geçerli olmuyor!
KKTC’de, Türkiye’nin belirlediği politikaların dışına çıkılamayacağını artık dünya biliyor. 
Doğrusu da bu! 
Türkiyesiz ringe çıkmak demek knock out olup boylu boyunca yere serileceğimizin resmidir. 
BM Genel Sekreteri geçtiğimiz hafta Rum liderle görüşmeler yaptı. Cumhurbaşkanımıza bir davet söz konusu bile olmadı.
Bana göre bu uygulanmakta olan politikaların bir zafiyetidir.
Türkiyesiz bir arpa boyu bile kat edemeyeceğimiz aşikardır, aşikar olmasına da 
denge politikalarını da gözetmek gerekir diye düşünüyorum.
***
BM’nin 79’uncu oturumları yapıldı. Oturumda söz alan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan bizlerin konumuna tercüman oldu. Tarihsel süreç içinde Rum tarafının uzlaşmaz tutumu sayesinde bu günlere gelindiğinin altını çizdi.
Gerçek anlamda uzlaşmaz olan tarafın Rum ve Yunan tarafı olduğunu bir kez daha yineledi.
61 yıl dile kolay. Altmış bir yıldır Rum ve Yunan politikacılar bizimle kedi fareyle oynar gibi oynuyor. Peki biz ne yapıyoruz!
Hala daha derdimizi anlatmaya, haklılığımızı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz.
Bu gidişle daha çok çalışacağız gibime geliyor!
***
Beklenen oldu ve Sayın Erdoğan, Federasyon görüşmelerinin bir sonuca ulaşamayacağını, bu nedenle bundan böyle Federasyon çözüm modelinin görüşülmemesi kararı alındığını açıkladı. Federasyon yerine iki eşit, egemen devletli çözüm modelinin görüşülebileceğini tekrarladı.
Bana göre bununla da kalınmamalı, iki egemen eşit devlet kavramının KKTC ayağının altının doldurulması, devlet olarak tanınma girişimlerinin hızlandırılması gerekmektedir diye düşünüyorum.
Bağımsız, egemen devlet kavramı artık uygulamaya alınmalıdır!
İleri adımlar atılarak egemen, bağımsız devlet varlığının kanıtlanması, var olduğunun ortaya konması gerekmiyor mu?
Başkalarını da buna inandırma zamanı gelmedi mi?