Türk ve AB ekonomisinde ihtiyatlı bir toparlanma başladı. OECD kurumunun önceden küresel ekonomiler için açıkladığı ekonomideki V şeklinde ekonomik toparlanma Türkiye’de ve AB’de yaşandı ve ekonomik beklenti tekrardan sert düşüş öncesindeki seviyeye yükseldi. Bu bağlamda, Ülkelerin ekonomik büyüme beklentisi olan PMI endeksi ekonominin kapanmasıyla birlikte Nisan ayında 33,40 puanla tarihi dip seviyeye gerilerken, mayısta 40,9’a ve ardından haziran ayında ekonominin neredeyse tamamen açılmasına müteakip olarak 53,9’a yükselmiştir. PMI ülkelerin büyüme tahminlerini en iyi şekilde açıklayabilen bir endekstir. Aynı zamanda satın alma yöneticilerinin, mal ve hizmet satın alma eğilimlerini inceleyen bir göstergedir. PMI’ın 50’nin üstünde olması ekonomide büyüme, altında olması ise ekonomide küçülme beklentisi olduğuna işaret etmektedir. Buna ek olarak Türkiye Tüketici Ekonomik Güven Endeksi de nisan ayında 55,5 iken haziran ayında 62,8’e yükseldi. Borsa İstanbul ise yıl içindeki kayıplarını geri alarak yılbaşına kıyasla % 1,84 oranında büyüme kaydetti. 2017 yıl sonunda Türk hisseler ve tahviller piyasalarında yabancı sermaye yatırımları 86,3 Milyar seviyelerine yükselmişti. 31.12.2018 tarihi itibariyle yabancı yatırımlar 48,50 Milyar USD’ye gerilemişti ve 2019 yıl sonunu 48,27 Milyar dolarla kapatmıştı. Ardından, 29 Mayıs 2020 itibari ile toplam yabancı portföyü 28,75 Milyar USD seviyesinde azlan yönde seyretmişti. 19.06.2020 tarihi itibari ile 31,84 Milyar USD seviyesine kadar çıktığı ve yeni yatırımcı girişleri başladığı gözlemlenmiştir. Böylelikle, yabancı kaynaklı çıkışların haziran ayında durduğu ve yatırımların başlaması ile döviz arzını hafifçe artırdığı müşahede edilmiştir. Dolayısı ile tüketicilerin ve yatırımcıların beklentilerinde güven ve büyüme beklentisinin yükselme trendine girdiğinin sinyali verildi.
Her ne kadar da ekonomik göstergeler olumluya dönse dahi ekonomide ve yatırımcıların odağında Korona Virüsün yarattığı ihtiyatlı takip sürmektedir. Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, Küresel ekonomide toparlanmanın inişli çıkışlı olabileceğini beyan etti. Ekonomide kötü geride kaldı, ancak henüz en zoru gelmedi değerlendirmesinde bulundu. Almanya Başbakanı Angela Merkel “Avrupa’nın tarihinin en zor durumunda olduğunu biliyoruz” açıklamasında bulundu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “Zamana karşı bir yarış söz konusu. Kaybettiğimiz her gün insanlar işlerini kaybediyor, şirketler batıyor ve ekonomilerimiz daha da zayıflıyor." Diyerek ekonomideki zorlu durumun ciddiyetine işaret eti. Keza, salgının yarattığı belirsizlik küresel olarak tüm ülke ekonomileri üzerinde tedirginlik yaratıyor ve kalkınmayı baskılıyor. Türkiye’nin en büyük ihracat ortağı olan Avrupa Birliği’nde bu denli ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması neticesinde ihracatın azalması da Türk ekonomisinin gelişmesinde bir engel oluşturmaktadır.
Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hastalığın gündemden düşmesinin mevcut şartlarda mümkün görülmediğini açıkladı. Sn. Koca son iki hafta içinde Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır'da günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olduğunu beyan etti. Zira, Türkiye’de salgından ötürü vaka sayısı artmaya devam ediyor. Toplam vaka sayısı 201.098 kişiye çıkarken, ölenlerin sayısı ise 5,150’ye yükseldi. Dolayısı ile salgının dünya genelinde olduğu gibi hala daha kontrol altına alınamadığı gözlemleniyor. Sonuç olarak salgının yaratacağı etkilere göre ülke ekonomisinde AB’de açıklandığı gibi inişler ve çıkışlar yaşanması son derece muhtemeldir.
KKTC’de 75 gündür yaşanmayan vaka sonrasında ülkenin 1 Temmuz 2020 tarihi itibari ile uçuşları ve sınır geçişlerini kontrollü serbest bırakmasına müteakip gelen yolculardan ötürü üç vaka yeniden görüldü. Hükümet girişlerdeki riski azaltmak için sağlık kontrol tedbirlerinin artırılması yönünde yeni karar üretti ve artık her gelen yolcu için testlerin sonuçlanana kadar karantina altına alınacağını açıkladı. KKTC’de ihracatın ithalatı karşılama oranının % 10 civarında olduğundan dolayı ekonominin toparlanması ve cari açığın dengelenmesi için yüksek öğretim ve turizm gelirlerine son derece ihtiyacı bulunuyor. Avrupa Birliği’nde ihracatın ithalatı karşılama oranı % 110 ile ihracat fazlası elde ediliyor. Türkiye’de aynı oran 2019 yılında % 86 iken salgın krizi dönemi dahi 5 aylık zamanda % 74,6 civarında seyretti. Güney Kıbrıs’ta ise söz konusu oran % 35 civarlarında seyrediyor. Bu sebeple KKTC Ekonomisinin mevcut yapısı gereği öğrenci ve turist girişleri kritik düzeyde önem arz ediyor. Zira, üretim ve tüketim arasındaki farkın yarattığı cari açık ancak Turizm ve Yüksek Öğrenim gelirleriyle dengelenebiliyor. Yani üretimimiz çok az olduğu için hizmet sektörünün etkisiyle cari denge korunuyor. Devlet Planlama Örgütü’nün yapmış olduğu GSYH tahmin çalışmasında ekonominin 2020 yılında iyi ihtimal senaryosunda % 6,9, kötü senaryoda ise % 15,1 küçüleceği hesaplanmıştır. Diğer ülkeler gibi salgın ortamında inişli çıkışlı olsa dahi ekonominin toparlanma eğilimine girebilmesi amacı ile özellikle kamu reformu, ulaşım altyapısı, sağlık altyapısının geliştirilmesi elzemdir. Dış kaynaklara bağımlılık yaratmışsak, dış kaynakların taleplerini, beklentilerini ve standartlarını karşılayarak güven ortamında ekonomik kalkınmayı sağlayabiliriz. Yapılacak çok iş var ama ilk önce mali protokol ve eylem planındaki aksiyonların alınmasıyla bir yerden başlanmalıdır. Aksi takdirde sert ekonomik daralmalar gelirleri, ekonomik refahı, özkaynakları düşürecek ve işsizliği artıracaktır.
Türkiye PMI Endeksi
Ali 4 Yıl Önce
Yanlis yazmissiniz , acilimdan sonra KKTC de 3 degil 5 vaka goruldu ve bu 5 vaka halen karantinada.
Ertuğrul Buğrahan 4 Yıl Önce
Yazıyı kaleme aldığım gün vakalar 1'den 3'e yükselmişti. Dediğiniz gibi akabinde 5 vakaya yükseldiği açıklandı. Önemli olan sorun dış talebin canlanamaması.
ali 4 Yıl Önce
ertuğrul bey bankaların 2019 rakmlarını yayınlarmısın kar,sermaye aktif büyüklük...
Ertuğrul Buğrahan 4 Yıl Önce
Merkez Bankası verilerini bekliyorum Ali bey. 13 banka yayınlandı. 8 bankanın 2019 yıl sonu verileri çıktığı zaman bir çalışma hazırlayacağım.