Corona bulaşışı, bir de geçim endişeleri içinde günlük yaşamın bir parçası konumundaki olmazlar o kadar büyük boyutlara vardı ki, kelimelerle anlatmak imkânsız!
Yolların gece karanlığı içindeki kaybolmuşluğun artarak çoğaldığını mı yazsam, facialara yol açacak boyutlara gelmiş bozuk katil konumundaki yolları mı anlatsam.
Sağlık Bakanlığı’nın Corona bulaşışından dolayı başı dertte! Bu nedenle sağlıkla ilgili sorunlar yumağının büyümesini anlayışla karşılarım da diğer bakanlıkların bu süreler içinde hangi işlerle iştigal ettiklerinin doğrusu merakı içindeyim.
Örneğin Ulaştırma Bakanlığı!
Kantara –Kaplıca arasındaki ulaşım yoluna kış aylarında düşen devasa kaya parçaları yolu yol olmaktan çıkarır duruma getirdi.
Olay meydana geldiğinde mevsim kıştı ve aradan aylar geçti.
Yaz aylarında olmamıza rağmen her an büyük kaya parçalarının düşme tehlikesi var olan bu yolun kenarlarında trafik kazalarına yol açabilecek büyüklükte kaya parçaları hala daha mevcut.
İlgililer, daha doğrusu meraklısı olanlar gidip görebilir!
Bu yolu yaz aylarında sıkça kullananlardanım ve her seferinde korka, korka gidip-geldiğimi itiraf etmek zorundayım. Zira çoğu zaman yanımda benden başkaları da var, kendim için değil, onlar için endişe duymaktayım!
Aylardır bu konumda durmakta olan yolun sorumlusu acaba kim?
Sadece Kantara-Kaplıca yolu değil, KKTC’nin birçok yerinde ölümlere davetiye çıkaran yollar mevcut. Bu yollardan sorumlu olan devlet kayıtsızlık göstermeye devam ediyor.
Zorunlu nedenlerle Lefkoşa Mağusa ya da Lefkoşa Güzelyurt yolunu kullanmak mecburiyetinde kalanlar, hele de mevsim kışsa her an başlarına bir kaza gelebilecek durumdadırlar. Adeta kelle koltukta bir seyahati gerçekleştirmektedirler. Devlet maalesef yollar konusunda üzerine düşen görevleri ne yazıktır ki yerine getirememektedir.
Her ölümlü kaza sonrasında “bu son olsun” feryatları yükselir, yükselir ama kazaların asıl müsebbibi durumundaki devletten hiçbir hareketlenme olmaz.
Kazalarda ya sürücüler suçlanır ya da müsebbipler. Kazada suçlu konumunda bulunanlara cezalar yağdırılır ama asıl cezalandırılması gereken devlet hiçbir dönemde bir bedel ödemek zorunda bırakılmamıştır.
Yıllar önce Lefkoşa- Girne arasındaki Ciklos mevkiinde sellere kapılarak hayatını kaybeden dört genci hatırlayınız.
Asıl suçlu konumundaki yol müteahhide ya da o yola onay veren “olur” unu alan devlet görevlisine, sorarım, ne gibi bir ceza verildi?
Olan dört genç insanın hayatına ve arkada bıraktıkları ailelerine oldu.
Sorumlusu kim?
Paylaş