Diyalog Gazetesi
2024-06-10 09:45:17

Sonumuz hayra alamet değil!

Adnan Işıman

10 Haziran 2024, 09:45

Sıcak hava dalgasının bulunduğumuz coğrafyayı kasıp kavurmaya başladığı günlere denk düştüğü bir zamanda KKTC’ye su akışını sağlayan pompalarda meydana gelen arızalar ile başlayan susuzluk furyasına, bir de elektrik santralında meydana gelen arızadan dolayı elektriksizlik te eklenince KKTC yaşanabilir olmaktan çıkmış konuma geldi.
Vatandaş sitem etmeyi artık bıraktı, alenen sövüyor! 
Yarım asra yakın zamanlardan beri devam eden bu başlıktaki olumsuzluklara maalesef gelmiş, geçmiş iktidarlar bir çare üretemedi.
Oy kaygısı, ahbap, arkadaş ilişkilerinin ağır basması, ehil olmayan kimselerin iş başına getirilmesi, yapılan ufaklı, büyüklü hataların, yolsuzlukların, yapanın yanına kar kalması kara deliğin giderek büyümesine yol açtı!
Vatandaş verdiği, ya da vereceği oy a lanetler yağdırıyor. Siyasi iradeye saygı her geçen gün yerlerde sürünüyor.
Bütün bunlar bir tarafa, tüccarın, tefecinin, vurguncunun insafına bırakılmış olan ekonomi vatandaşın canını yaktıkça, yakıyor. 
İktidarın tepki göstermemesini anlarım da muhalefetten de tıs yor! 
Göstermelik bir iki beyanatla yaşananlar geçiştirilmeye çalışılıyor!
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) elektrik kesintilerinin günlük yaşamı etkilemesinin ötesinde halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden ve beraberinde risk taşıyan önemli bir etken olduğunu açıkladı!
Çok da doğru bir saptama yaptı!
Elektrik kesintilerinin halk sağlığını tehdit ettiğini tahmin etmek zor değil. 
Bırakın insan motivasyonu üzerinde yarattığı olumsuz etkileri, bırakın sınava hazırlanan çocuklarımızın içine düşürüldüğü olumsuz ortamı, evde tedavi gören, solunum cihazına bağlı yaşam sürdüren dünya kadar insanımız var. 
Biliyorsunuz KOAH denilen illet toplum arasında epeyce yaygın bir hastalık. İleri aşamalarında solunum cihazına bağlanmayı gerektiriyor.
Uzun süreli elektrik kesintileri bu tür hastalar için hayati risk taşıyor. Zor anlar yaşanmasına neden olabiliyor. Vatandaşa benzer ortamları yaşatmaya kimin hakkı var?
Vurdumduymazlık, neme lazımcılık, sorumsuzluk ve sadece kendi çıkarlarını düşünme olgusu maalesef yönetimde yer alanların markası durumuna gelmiştir.
Tüm samimiyetiyle siyasete soyunanların bir süre sonra bu markaya doğru meyil ettikleri, yalan söyleme meziyetlerini geliştirdikleri, nihayetinde vatandaşın sorunlarından giderek uzaklaştıkları gözle görülen bir gerçektir.
Bu niteliklerin sadece x veya y siyasi yapısı ile sınırlı kalmadığı, iş başına kim gelirse gelsin bu hastalıktan nasibini aldığı inkar edilemez.
Dolayısıyla yönetimin alt kadrolarında yer alan ve müdür, müsteşar unvanlarını alan kimselerin büyük bir kısmının da aynı hastalığa uymak durumunda kaldıkları, “bir, iki saat sonra elektrikler gelecek” diyenlerin on iki saat sonra verilen elektrik akımından hiç hicap duymadıkları normal davranış olarak algılanmaktadır.
Ne acıdır ki yalan ve umursamazlık üzerine kurulan yapıların er veya geç çökeceği, vatandaşın vardırılacağı yerin hayra alamet olmayacağı, hatta hüsran olacağını söylemek kehanet olmasa gerek!

Yorumlar (1)

Tamer Karadeniz 6 Ay Önce

Bu sicakta gundur evlerde su yok.. Bitkiler kurumaya, hayvanlar olmeye basladi..Turkiyeden gelen suyu dagitmayi bile beceremiyorlar. Kimse de GMB baskanina en yuksek noktasi 36 metre olan Magusaya su verecek alt yapiyi kuramadigi icin bir sey soylemiyor.. Baskan belediyenin internet sitesinde anca kendi reklamini yapip, ihale duyurulari yapsin..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.