Ocak 2017 ayında Türkiye Büyük Millet Meclise gelen ve oradaki kısa vadeli yoğun bir rallinin ardından 339 oyla kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasa değişikliği teklifi artık halk oylamasına sunulmasına ramak kalmıştır. 16 Nisan'da yüce Türk milletinin önüne gelecek sandık ile Türkiye Cumhuriyeti yönetim şekline önceden olduğu gibi ya da yeni bir sistemle Türkiye Cumhuriyeti yoluna devam edecektir.
Referanduma ilişkin propaganda süreci her seçimimizde olduğu gibi oldukça sert geçti. Referandum süreci, ekonominin ve piyasaların önünde de bir engel olarak duruyor. Neyse ki sadece birkaç gün içinde sonuçları görüyor olacağız. Peki, pazartesi sabahı geldiğimizde hangi sonuç Dövizi, Borsayı ve faizleri nasıl etkiler?
15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin tüketici ve reel kesimin dibe vuran güveni ile birlikte Ekonomik faaliyetler üzerinde önemli bir menfi etkisi olduğu muhakkak. Ancak piyasalardaki bozulmanın, ekonomideki yavaşlamanın ve işsizlik oranlarındaki artışın 15 Temmuz’dan öncesine dayanan bir evveliyatı olduğunun da tespitini yapalım. Milli gelir artışlarındaki revizyonlarına rağmen 2014’ün 2. çeyreğinden itibaren ekonomik büyümede belirgin bir yavaşlama olduğu gözden kaçmıyor. Nitekim o tarihten 2016 3. çeyreğine kadar olan dönemde büyüme hızımız yüzde 4,1 olmuş. Halbuki, 2011 ile 2014 1. çeyreği arasındaki büyüme hızımız yüzde 8.2. Son 3 senede büyüme hızımız yarı yarıya gerilemiş durumda. İşsizlik oranına bakarsak da bu yavaşlamayı 2012 ortasına kadar geri götürebiliriz.
Piyasa oyuncuları, yatırımcılar, iş adamları, kısacası para ile ilgili kim varsa belirsizliği sevmez. Zor durumlarda ya da çetin koşullarda bir plan üretilebilir ancak bilinmeze kürek çekilmez. Bu durumda tek plan devreye girer. Korumacı yaklaşmak.
OHAL (Olağanüstü Hal), yatırım ortamına ilişkin endişeler (hukuk ilişkin sorunlar, dış ilişkilerde yaşanan sorunlar vs.), bölgesel ve yerel güvenlik endişeleri de bu süreçte memleket varlıklarını(değerlerini) zorlayan diğer faktörlerdir. Referandumun geride kalacak olması sadece bu sebeplerle bile TL varlıklar adına olumlu olmasına vesile olacaktır.
Fakat TC. Hükümeti kaç zamandır ekonomiyi canlı tutmak için çeşitli teşvikler ve vergi afları ihdas etmek ve bütçe içi ve dışı harcamalarda ve kamu bankaları kredilerinde artışa gitmek durumunda kalıyor. (Nitekim Şubat ayında faiz-dışı giderlerdeki artış yüzde 27,4 gibi çok yüksek bir oranda gerçekleşti. 2016 başından beri kamu bankalarının TL kredilerindeki artış oranı yüzde 26,5. Aynı dönemde yerli özel bankalardaki kredi artışı ise yüzde 10,1 ile enflasyonun altında!) Kimse Hükümeti bu zayıflayan ekonomik ortamda bu tarz tedbirler alma konusunda eleştiremez. Ancak bir başka gerçek de şu ki, bu tedbirlerin sonuna gelinmiş bulunuyor. Eğer ekonomi kısa sürede bir normalizasyon sürecine girmez ise bu alınan tedbirlerin başta Bütçe açığı ve bankacılık bilançoları olmak üzere bazı temel ekonomik veriler üzerinde oluşturduğu tahribatlar su yüzüne çıkmaya başlayacaktır.
Fed’in (Amerikan Merkez Bankası) senenin devamında 2 veya daha az faiz artışı yapacağı, uluslararası fon akışlarının yeniden düzeleceği, petrol fiyatlarının bugünkü seviyelerde kalacağı ve de sıcak parayla ekonominin büyüyeceği şeklinde olumlu düşünelim. İnşallah gelişmeler böyle olur.
Referandum sonrası yatırımcı sonuçlara nasıl bakar?
Referandum da evet çıkarsa iktidar partisinin tezlerini kabul edilmiş, sürpriz olmamış olarak kabul edilir. Piyasa böylesi bir sonuçta balkon konuşması benzeri birleştirici açıklamalar arar ve kalanları duymazdan gelir. Sonuç TL varlıklar için olumlu olur. Devamında ise uygulamaya bakılır. Başkanlık ya da parlamenter sistem ülke için olumlu olacaktır söylemi politik bir söylemdir. Yatırımcı bunu satın almaz, uygulamaya bakar.
Referandum da hayır çıkarsa bu, iktidar partisinin tezleri kabul görmedi demektir. Bu durumda yönetimde bir değişiklik yapmayı gerektirir mi? Yatırımcı buna bakar. Eğer iktidarda Ak Parti varsa ve gücün konsolide olması endişesi geride kalmışsa yatırımcı yine mutlu olur ve TL varlıklar iyi performans gösterirler.
Referandum da evet çıkar ve 2019 beklenmeden seçimler konuşulmaya başlanırsa bu 2017 de kaybedilecek anlamına gelir ve varlık fiyatları olumsuz etkilenir. Hayır çıkarsa ve bunun siyasi bir sonucu olması gerektiği dillendirilirse yine aynı senaryo devreye girer ve TL varlıklar olumsuz etkilenir.
Kalbimden geçen referandum sonrası olası bir erken seçime Türkiye Cumhuriyeti gitmemelidir…
Referandumun sonucu neticesindeki şok etkisi kalktıktan sonra dövizi, borsayı ve faizleri ne olacağını şimdiden söylemek ise doğru olmaz. Fakat Türkiye de yatırım ikliminin iyileşmesi ve varlık fiyatları arasında oldukça güçlü bir pozitif etkileşim olduğudur. Kısaca Türkiye Cumhuriyeti kısa vadedeki uygulamaları değil reformist uygulamaları temel alırsa ülke ekonomisi ivme kazanacaktır.
Para, bildiği doğru yolu takip eder…