Bugünlerde çokca duymaktayız “İstikrar” vurgusunu. Peki istikrar nedir? Ülkemizde istikrar var mı?
1980 ve 1990'lı yıllar siyasal istikrar ile ekonomik istikrar arasındaki ilişkileri tartışarak geçti. Üzerinde ortak anlayışa varılan görüş; siyasal istikrarın, ekonomik istikrar için 'olmazsa olmaz’ bir gerek şart olduğu idi. Siyasal istikrar, ekonomik istikrarı sağlayabilmek için gerek şarttır ama yeter şart değildir. Yani siyasal istikrarın varlığı ekonomik istikrarı sağlamak için gerekli olmakla birlikte, tek başına bu amacı sağlamak için yeterli olamaz. Siyasal istikrarın yanında sosyal istikrarın varlığı da şarttır.
İstikrar; Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık.Siyasal istikrar deyimini, siyasal iktidarın, toplumdan aldığı yetkiyle, yasal düzenlemeleri yapması, ülke yönetimini istikrarlı bir biçimde yürütmesi ve yaptığı işlerde halkın desteğini alması olarak tanımlarsak yanılmış olmayız. Ekonomik istikrardan kastım ise çok daha objektif ölçülerle tanımlanabilecek bir şeydir. Ekonomik büyümenin potansiyel büyüme dolayında sürdürülmesi, işsizliğin düşürülmesi, enflasyonun, bütçe açığının, cari açığın denetim altında tutulabilmesi gibi konular ekonomik istikrarın varlığını gösterir. Sosyal istikrar, bir toplumun sosyal konularda iktidar ile genel olarak benzer düşünceye ve davranışa sahip olması olarak tanımlanabilir. Yaygınlaşan sokak protestoları, toplumun çeşitli kurumlarından gelen başkaldırılar, sosyal istikrarın zayıfladığının göstergesi olarak kabul edilebilir.
Burada konu ettiğim ekonomik istikrar orta - uzun dönemli istikrardır. Kısa dönemde siyasal istikrarın varlığı, ekonomik istikrarı sağlayabilir. Bunu orta - uzun döneme yaymanın yolu, siyasal ve sosyal istikrarı kullanarak, toplumun ihtiyaç duyduğu yapısal reformları yapmaktan geçiyor. Bu tanımlar çerçevesinde baktığımız zaman bir ülkede orta – uzun dönemli ekonomik istikrarı sağlayabilmenin yolunun siyasal istikrarın yanı sıra sosyal istikrarı da sağlamaktan geçtiğini söyleyebiliriz. Bir ülkede siyasal istikrarın sağlanabilmesi için ekonominin istikrarlı olmasının yanında başka şeyler de gereklidir. Toplumun siyasal ve sosyal konulardaki talepleri, ekonomideki istikrara ek olarak yanıtlaması gereken talepler olabilir.
Ülkemizde son yıllarda siyasal anlamda istikrardan söz etmek mümkün görünmüyor. Örneğin halkın desteği ile seçilmiş Başbakan görevden o veya bu şekilde uzaklaştırılıyor, yerine telkinlerle göreve gelen bir Başbakanla yola devam ediliyor. Buna da mevcut Başbakan istikrar diyor. Yaklaşık iki ay sonra Ulusal Birlik Partisi Yeni genel Başbakanı seçecek. Dolayısı ile KKTC Başbakanı seçilecek. Adil bir seçim olursa halkın desteğini arkasına alır. Ama yine alicengiz oyunları olursa maalesef 2013 seçimlerinde olduğu gibi bir Başbakan sandıkta kalarak seçim kaybeder. Halkın genel bakış açısı bu.
Ulusal Birlik Partisi kurultaya giderken KKTC’de, siyasal istikrarı devam eden, sosyal istikrarı tümüyle bozulmuş, ekonomik istikrarı da bozulmakta olan bir görünüm sergiliyor. Siyasal istikrarı sağlamış görünmesinin altında yatan neden siyasal iktidarın, BAKANLAR KURULUNA sahip olması ve buna dayanarak istediği kararları üretebilmesi gücüne sahip bulunmasıdır. Ekonomik istikrardaki bozulma; büyümede ivme kaybı, işsizliğin artması, enflasyonun yükselmesi, Bütçe açıklarının artması, tıcaretin güneye kaymasından kaynaklanıyor. Sosyal istikrardaki bozulma ise sokaklara yansıyan hareketlerden doğuyor. Herhangi bir haksızlık ya da hukuksuzluk toplum katmanlarından derhal tepki görüyor. Örneğin son dönmelerde eski Başbakanın kelepçelenmesine karşın ayni suç unsuru olan vakada birilerinin yakını olması sebepiyle kelepçelenme olmadan yargı yoluna gidilmesi gibi. Ki bu, KKTcde daha önce pek alışık olmadığımız bir durum.
Bozulmakta olan ekonomik ve sosyal istikrar bir süre sonra siyasal istikrarı da bozacaktır. İşin kötüsü sosyal ve ekonomik istikrarın bozulması farklı bir siyasal istikrar ortaya çıkmasını sağlamayabilir. Bu son söylediğim de kısa dönemli bir analizdir. Toplumun haksızlık ve hukuksuzluğa başkaldırısı orta - uzun dönemde toplumu ileri götürecek bir gelişmedir.
İstikrar
Paylaş