Enflasyonu yazmaya devam ediyorum.Enflasyon ile ilk yazımda enflasyonun ne olduğunu tanımlamıştık. İkinci yazımda ise KKTC’de Enflasyon oranlarının neler olduğu ve ülke ekonomisine etkilerini irdelemeye çalışacağım. Bugün ise Enflasyonun Ülke ekonomisine etkilerini ve çözüm ve enflasyon ile mücadele önerilerini irdelemeye çalışaçağım Şöyle ki;
Enflasyon, ekonomik sistem üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Bunlar arasında satın alma gücünün azalması, tasarrufların değer kaybetmesi, faiz oranlarının yükselmesi, mali dengesizliklerin oluşması ve yatırım kararlarının zorlaşması sayılabilir. Yüksek enflasyon yatırımların verimliliğini de negatif şekilde etkiler. Bireylerin ve firmaların birikimlerini enflasyondan korumak için üretken olmayan yabancı para, altın, gayrimenkul gibi alanlara yönelmesine neden olur. Enflasyon, işadamlarını ve üreticileri yatırım ve üretim yapmaktan kaçındırır. Para dağılımı enflasyondan olumsuz etkilenir. Halkın bir kısmının geliri enflasyon hızından fazla ve bir kısmının geliri enflasyon hızından yavaş artar. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir durum hasıl olur. Satın alma gücünde zayıflamalar, sosyal huzursuzluklara yol açar. KKTC'deki enflasyon sorunu, ekonomik istikrara ve refahı olumsuz etkiler. Yüksek enflasyon, gelir düzeylerindeki dengesizlikleri artırır, tasarruf oranlarını düşürür ve tüketici harcamalarını olumsuz etkiler. Ayrıca, enflasyon yatırımı da olumsuz etkiler ve işletmelerin kar marjlarını azaltır. Kısaca; Yüksek enflasyon durumunda:
• Para değer kaybeder.
• Gelir seviyeleri arasında uçurumlar meydana gelir.
• Ülkeler döviz cinsinden borçlandığı için dış borç açığını kapatmak güçleşir.
• Yatırım azalır.
• Piyasada belirsizlik hakim olur ve enflasyon beklentisi oluşur.
Enflasyon, gelir dağılımında da dengesizliklere neden olabilir ve sabit gelirli insanları daha fazla etkileyebilir. Satın alma gücünün azalması: Yüksek enflasyon, fiyatların sürekli yükselmesine neden olur ve bu da tüketici satın alma gücünün azalmasına yol açar. Enflasyonun sosyal etkilerinin başında sosyal barışı bozucu etkisi gelmektedir. Kesimler arasındaki gelir paylaşımı kavgası kaçınılmaz hale gelecektir. Düşük gelire bağlı olarak aile içi ilişkiler gerginleşmekte ve dayanışma azalmaktadır. Yine düşük gelire bağlı olarak aile içindeki eğitim seviyesi düşmektedir.
Enflasyonla mücadelenin iki yönü, iki vardır. Yani üçüncü bir yol yok. Birinci yol, talebi kısacaksın; İkinci yol, arzı artıracaksınız (ki son zamanlarda artan nüfus ile arz talebi karşılayamaz noktadır.). Enflasyonla mücadele etmek istiyorsanız; özetle ya talebini kısacaksınız ya da arıza artıracaksınız. Şimdi birinci yol; talebin kısılması Nedir o; faizlerin artırılması.(Ortodoks politikalar) (Maalesef KKTC Merkez Bankasında Para politikası işlevselliği yok gibidir. Dolayısı ile Türkiye Merkez Bankasının almış olduğu para politikası doğrultusunda ülke ekonomimiz etkilenmektedir). Faizleri artırmak kolay bir şeydir. Halbuki diğer ikinci yol; arzın artırılması zor ve meşakkatli bir yoldur. Faizleri artırdığınız zaman ne yaparsınız; işletmeler yavaş yavaş zora girer. İşletmelerin bir kısmı batar.
Daha sonra yatırımlar durur, kamu yatırımları durur. Diğer yatırımlarda da azalma yavaşlama görürüz. Bu da beraberinde ekononmik büyümeyi geriletir.
Bu birinci yol; faiz artırımıyla başlayan, "talebi daralt" talimatına uygun süreç bu şekilde gelişiyor.Bir de bir ikinci yol var. İkinci yol zor bir yol tabii. O da arzı artırmak. Arzı artırabilmeniz için yapmanız gerekenler var tabii. Öncelikle kapsamlı bir para politikası uygulayacaksınız. Para kredi sistemini kapsamlı bir şekilde yeniden yapılandıracaksınız.
Merkez bankasını yeniden yapılandırıp maliye politikalarını destekleyecek şekilde konuşlandıracaksınız. Merkez bankası ve Maliye Bakanlığı ortak olarak Fiyat istikrarını korumak için yeniden yasal düzenleme yapılacaktır. Fiyat istikrarı ve para istikrarını birlikte koruyacak yeni çağdaş düzenlemeler yapılmaldır.
Özetlersem; iki yol var, bir üçüncü yol yok.Ya talebi daraltacaksınız; bu faizleri artırmayla başlar. İflaslar ve ücretlerin gelir kaybı, orta direğin ve düşük ücretlerin enflasyon karşısına ezdirilmesiyle sona erer. Sermaye transferi olur. İşte fakir fukaradan orta gelirliden esnaf sanatkardan, üreticiden sermayedarlara sermaye transferi olur, servet transferi olur, varlık transferi olur.
Diğerinde, arz kaynaklı enflasyon kontrolünde ise ülke gelişir, herkes birikimleriyle servet edinir, varlık edinir. Enflasyon varlığın birikiminin arkasında olacağı için çok da fazla olmaz. Yani sadece mevsimsel bazı doğal kısıtlamalar neticesinde enflasyon olabilir. Diyelim ki işte yağmurlar yağmadı, arzda problem oldu; tabii arz azalırsa enflasyon oluşabilir. Şu anda talep kaynaklıdır, ama arz kaynaklı olması tamamen doğal koşullara dayalı olarak olur.
Hasanokaygun@gmail.com 6 Ay Önce
Her zamanki gibi yine çok super, iyi etüd edilmiş değerli bir makale