Oluşumundan beri KKTC’nin kanayan yarası konumundaki kamuda verimliliği ve hantallaşmış yapıyı nedense günümüze kadar iyileştirme yönünde hiçbir adım atılmadı.
Yıllardır her fırsatta konuyu irdelemeye çalıştım.
İngiliz sömürge idaresi dönemlerinde kamu yönetiminin neden başarılı olduğunu örnekleriyle anlattım.
Ne yazık ki siyasilerin ve de 1974 sonrasında giderek etkisini artıran sendikaların işine gelmediğinden kamu idaresinin iyileştirilmesine yönelik ciddi adımların atılması her dönemde engellendi.
Siyasiler ise sendikaların bu yükselişini rahatları uğruna sadece seyretti!
Artık günümüzde araba duvara toslamış, kara bitmiş denizin derinlikleri ile yüz yüze gelinmiş durumlara gelindi.
Sendikacılık bizde “Az ver, çok al” felsefesi üzerine kurulmuş bir yapıya sahiptir.
İşveren veya işveren konumundaki devlet çökecekmiş, bu kimselerin umurunda değildir.
Koskoca Kıbrıs Türk Hava Yolları bu anlayış yüzünden batmadı mı?
Elektrik Kurumu borç batağında yüzüyorsa bu nedenlerden değil mi?
Eğitim her geçen gün yerlerde sürünüyorsa, yazboz tahtası konumuna sokulmuşsa suçlusu kim?
Var olan Eğitim Bakanı mı?
Vatandaş üçkâğıtçı ticari müesseselerinin elinde adeta oyuncak oldu.
Sıfır aldığı beyaz eşyanın tamir görmüş ikinci el olduğunu garanti kapsamından çıktıktan sonra görüyorsa ve buna müdahale edebilecek bir makam söz konusu değilse güven duygusu yerlerde sürünüyor demektir.
Bir tarafta her geçen gün fakirleşen bir halk, diğer tarafta halkını soygunculara karşı korumaktan aciz bir devlet yönetimi!
Coronavirüs konusunda başarı sağlanmış olmasına rağmen Türkiye’den ve dünyadan gelen haberler hiç de iş açıcı değil.
Öyle gösteriyor ki Coronavirüs ile beraber yaşamanın yollarını aramak zorundayız!
Bunu yaparken de ilk atılacak adım hantallaşmış devlet mekanizmalarında radikal değişimleri yaşamak olmalıdır. Dinamizme önem veren bunu yaparken de en az hata payı ile iş gören bir yönetim şart.
Balık baştan kokuyorsa kokan uzuvları söküp atmanın yolunu bulmalıyız. Yoksa bir elli sene daha KKTC yaşatılacaktır nutukları ile karın doyurmak zorunda kalacağız!
Coronavirüse rağmen KKTC nasıl yaşatılacak artık tüm gücümüzle buna odaklanmalıyız.
Dürüst ticari yaşam arzulanırken, kazık atmayan esnaf hayali kurulurken vatandaşının sonuna kadar yanında olabilecek bir yönetim mekanizmasının da başı çekmesi, rehber olması kaçınılmazdır.
Bunun için de en kısa zamanda kamuda reform şart.
Gözünden ve sözünden yalan süzülen politikacılarla bunu sağlamaksa hayalden öte bir bekleyiştir!
Kamuda reform şart oldu!
Paylaş