Kim ne söylerse söylesin, Cenevre’de yaşananlar, ortaya konanlar, yeni bir dönemin başlangıcı olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı bile.
İki devletli çözüm talebine tepkilerin geleceği bilinmiyor muydu?
Biliniyordu!
Adada görevli BM temsilcileri Türk tezleri ile Rum tezleri arasındaki farkı görmediler mi?
Gördüler!
Muhakkaktır, her iki tarafın liderlerinin ortada dolaşan çıkışlarından kulvar farkı biliniyordu ama BM Genel Sekreteri “gelsinler görüşlerini bir de burada söylesinler, yaklaşımlar kayda geçsin” anlayışı içinde davranıldığı aşikar!
Çözümün Federasyona dayalı olamayacağının BM yetkilileri de farkında.
Eserin başlığı “Federal çözüm” ama makamın farklı olduğunu onlarda görmektedirler…
Biri sirtakiden dem vuruyor, diğeri zeybek havasından!
Kıbrıs başlıklı sahnede elli üç yıldır devam eden bir oyun sergileniyor.
Bugünden sonra adı bilinmeyen, adı konamayan formüller artık olmayacak, yaşanmayacak!
Cumhurbaşkanı Tatar’ın altı maddelik sunumu ile işler artık değişti!
Rum ve Yunan kanadından bundan sonra daha sert çıkışlar, daha dengesiz davranışlar bekleme olasılığı yüksek.
Her ne kadar BM Genel Sekreteri Guterres’in, 2-3 ay sonrasında 5+1 toplantısının yeniden yapılacağı işaretlerini vererek ortamı yumuşatmaya yönelik çabaları olsa bile, Türk tarafının masaya koyduğu çözüm şeklinden dolayı Kıbrıs’ın resmen ikiye ayrılmasının gündeme getirilmesi ipleri gerecek.
Halbuki işin temelinde Rum tarafından iki devletli bir çözüm şekline olan tepkiler sahnelere oynanan bir oyundan ibarettir.
Rum tarafı olası bir uzlaşıda Türkleri üzerlerine yamalanacak bir kambur olarak görmektedir.
Fert başına düşen milli gelirler arasındaki uçurum bir tarafa hidrokarbon zenginliklerinin tamamının sahiplenilmesi, sağlanan dış yardım ve finansmanların tamamının kendi uhdelerinde olması işlerine gelmektedir ama asıl mesele toprak konusunda düğümlenmektedir.
Zira kendi halkını böyle bir çözüm şekline razı edebilmek başlı, başına büyük bir hadisedir!
Aynı durum KKTC’de celladına sevdalanmış gibi bir izlenim veren, Rum tezleriyle örtüşen çözüm yollarını benimseyen kesimler için de aynıdır.
Cenevre’ye giden heyet içinde yer alan ama KKTC’nin iki devletli çözüm şekline destek vermek yerine, sonuçlarının ne getireceği belli olmayan Federasyona dayalı bir çözüm şekline gönül verenlerin tutumu, kimi kesimler tarafından takdirle, kimi kesimler tarafından ibretle takip edilmiştir.
Toplum bütünlüğünün zedelenmiş olduğunu ortaya koyan söylemlerin boyutu ne olursa olsun, gayrı resmi bile olsa Cenevre’de gerçekleştirilen 5+1 toplantısı gidilecek köyün minarelerini ortaya koyması bakımından büyük bir önem taşımaktadır.
Her ne şart altında olursa olsun ‘kırık testi bütün olmaz’ deyişi tam da bu ortamlar için söylenmiş gibi durmaktadır.
İşler değişti!
Paylaş
Turkish power 4 Yıl Önce
Yemezler yedirmezler