Hani bir sulama projesi vardı!

Bundan dört yıl önce, 2015 yılının Eylül ayında Alaköprü barajında toplanan suyun deniz geçişi isale hattı tamamlanmış ve Geçitköy Barajı’na akıtılmasına başlanmıştı. 
Hatırlayacaksınız bazı belediyeler gelen suya burun kıvırmaları yanında, suda uygulanacak fiyat politikalarını bir rant kapısı olarak görme arsızlıkları nedeniyle vatandaşın suya kavuşması bir süre de uzamış, askıya alınmıştı.
Biliyorsunuz Türkiye’den akıtılan suyun iki ayağı vardı.
Biri kullanım suyu olarak evlere akıtılacak, diğer ayağı ise sulama amaçlı kullanılacaktı.
Aradan koskoca dört yıl geçti.
Patatesin, soğanın, domatesin yanında meyvenin, diğer mutfak ürünlerinin pahalılığından, insanların satın alma gücünün bunlara uzanmasına imkan tanımadığından yakınır dururuz da, ülkede sulu ziraatın yoğunlaşmasıyla birlikte, ülke ekonomisinin çehresinin değişeceğini neden hesaba katmıyoruz buna bir türlü akıl sır erdiremiyorum.
Türkiye ile imzalanan ekonomik protokol le ilgili olarak 653 milyon liranın geldiği söyleniyor.
Belli ki bu para keyfiyete dayalı olarak başıboş değil, projelendirilmiş başlıklarda kullanılacak.
Acaba bu başlıklar arasında, Geçitköy Barajı’ndaki suyun adanın Güzelyurt ve Mesarya bölgelerinde sulama amaçlı kullanımı için bir hareketlenme olacak mı?
Hani her fırsatta kullandığımız ifadelerle “Bana balık verme, balık tutmayı öğret” derler ya, işte tam fırsat!
İşte su, işte toprak!
Binlerce dönümlük arazilerde sulu ziraatın başlatılması ne demektir bilir misiniz?
Beton büzler içinde ve belli bir ücrete tabi olarak üreticiye verilecek olan su inanın ülke ekonomisini şaha kaldıracak!
Çok merak ediyorum, altmışaltı buçuk kilometre boru döşenerek Türkiye’den adaya getirilen sunun tarım amaçlı sulamada gerekli olan alt yapı çalışmaları yapılıyor mu?
Yapılmaya başlanmışsa ne durumda, ne aşamada?
Aradan koskoca dört yıl geçti! 
Ülkedeki hemen, hemen tüm siyasi partiler bu zaman içinde iktidar şerbetinden de içti!
Yoksa sulama projesi olduğu yerde duruyor mu?
Bazılarına saçma gelecek ama Türkiye’den gelen 653 milyonun harcanacağı önemli başlıklar ayrıldıktan sonra geriye kalanı sulama projesinin gerçekleştirilmesi yönünde harcamaya kalkılsa çok daha hayırlı bir iş yapılmış olacak.
Ülke üretim atağına geçeceğinden önümüzdeki dönemlerde ekonomik bakımdan büyük bir rahatlama yaşanacağı gibi her başımız dara girdiğinde avuç açarak dilenme konumu da ortadan kaldırılmış olacak! 
Kurak olarak kabul edilen, değerlendirilen adanın kuzey yakası asıl o zaman “yeşil ada” kimliğini hak etmiş olacak.
Buyurun beyler işte top, işte kale!