Erenköy’ü anlamak!

Yarım asrı aşan ve Çanakkale savaşlarının minyatürü olarak anılan Erenköy savaşlarının bir yıl dönümünde daha mücadeleyi ve şehitlerimizi yeniden andık.
Farklı terennümlerin yapıldığı, kimi canını ortaya koyduğu mücadelenin rayından çıkarıldığı serzenişlerini kürsüden haykırdığı, kimi sanal alemlerden bir türlü kurtulamadığını yineledi durdu.
Bir avuç üniversiteli ile birlikte hayatını Kıbrıs adası dışında idame ettiren gençlerin ve de bölge insanının “vatan elden gidiyor” karşısında ortaya koyduğu mücadelenin adıdır Erenköy savaşları!
Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığının devamında ne denli elzem olduğunun göstergesidir Erenköy savaşları!
Yalnız bırakıldığımızda ada Türkleri olarak başımıza gelebilecek felaketlerin bir örneğidir Erenköy savaşları.
Muhataplarımızın ne denli acımasız olduklarının, kendilerini vatan savunmasına adayan bir avuç genci yok etmek için binlerce askeri seferber etmekten çekinmeyen bir anlayışın ortaya konmasıdır Erenköy savaşları.
Nihayet, söz vatan savunması olduğunda değil geleceğini, canını esirgemeden ortaya koyabilen bir toplum yapısının var olduğunu kanıtlayan anlayışın kanıtıdır Erenköy savaşları!
Erenköy Mücahitlerinin Genel Başkanının anma gününde kürsüden yaptığı konuşmalarındaki tema, ütopik barış şarkılarının yalnız başına barışı sağlamasının mümkün olmadığı içeriğini taşıyordu.
Mücadelede canını ortaya koyan insanların verdiği kavganın kuru gürültüye getirilmesine olan isyandı.
Tek savunucumuz konumundaki Türkiye’den arındırılmış, uzaklaştırılmış bir Kıbrıs Türkü’nün her ne koşul altında olursa olsun yapılan bir anlaşmadan zarar göreceği endişelerinin ortaya konmasıydı!
Defalarca yazdık, barış bir tarafın arzusuyla gerçekleştiği takdirde er veya geç felaketle sonuçlanması kaçınılmazdır. 
Geçmişte yaşanılanlar, ortaklık yapılacak toplumun gerçek niyetinin iyi komşuluk olmadığını, aksine Kıbrıs Türkü’nün adadaki varlığını dünyanın tepkisini çekmeden sessiz sedasız sonlandırmak olduğunu ortaya koyar!
Bunlardan dersler çıkarmadan kulağa hoş gelen söylemlerle barış şarkılarını terennüm etmek, alkış değil, ancak acı çığlıkların gök kubbede yeniden yankılanmasına neden olur.
Kıbrıs Türklerini acılara yeniden kapı aralayan uzlaşı yollarına sürükleyecek bir zihniyetin var olabileceğine inanmak istemiyorum. 
Erenköy Mücahitlerinin Başkanı sevgili dostum Arıkan’ın ve mücadelede tuzu olan bizlerin tek derdi geleceğe güvenle bakabilmek ve Kıbrıs adasındaki varlığımızı tehlikelerin kucağına iteklememektir.
Yeniden bir Erenköy ortamını gelecek kuşaklara göstermemektir.
Bunun da yolu, Türkiye’nin varlığı ile ancak mümkün olabileceği gerçeğini bilerek hareket etmekten geçmektedir.