Bir ülkedeki devlet ciddiyetinin boyutunu öğrenmek istiyorsanız o ülkedeki yolsuzluk ve müsrifliğin, bir de çevredeki pisliğin yoğunluğuna bakmalısınız.
Suç ve suçlu oranlarının her geçen gün arttığı, adeta suçun ithalatının yapıldığı bir ülke düşünün.
Uyuşturucu kullanımının İlkokul saflarına kadar uzandığı, adaletin dert yumağına dönüştüğü, dosyalar arasında boğulup kaldığı bir düzen.
Emniyetin kadro bakımından yetersiz kaldığı hatta arada bir tuzunun bir miktarda koku çıkardığı ortada.
Yasemin çiçeklerinin hurma dallarına dizilip satıldığını hatırlayanlar giderek azalmakta!
Cennet olmadığımızı ilk bakışta gözler önüne seren çevredeki pislikler adeta kötülüklerle yarışır durumda.
Devlet aciz, devlet çaresiz!
Oluşturulduğu günden beri malı deniz diye değerlendirilen, yemeyeni domuz olarak nitelendirilen bir ülke olabilir mi?
Olabiliyormuş!
Onlarca yolsuzluk dosyasının raflarda kaldığı, ihale ve satın alma oyunlarıyla devletin zarara uğratıldığı ve bunların hesabının sorulmadığı bir düzen olabilir mi?
Elli yıl, bilemedin otuz yıl geriden başlayarak devletin ister Meclisinde, isterse dairelerinde hizmet satın aldığı kimseleri mercek altına alabilir misin?
Hesabını sorabilir misin?
İşte hellim, işte ilaç, işte Evkaf, işte gübre!
Bir eşelemeye kalkılsa bakalım neler, çıkar, neler?
Gerçek anlamda adaleti tecelli ettirebilme, borç batağında yola çıkanlara nereden buldunu uygulatabilme iradesini gösterebilir misin?
Hade canım sen de!
Her ay devlete bir kuruşluk faydası olmayan yüzlerce müşavire yüklü miktarlarda maaşlar ödenmek suretiyle devletin soyulmasına ses çıkarmayanlar, Midayı yakalamış!
Vatandaş hastane kapılarında ilaçsızlıktan kırılırken, acılar yaşarken, milyonlarca liralık tarihi geçmiş ilaçlar kamyonlarla çöpe taşınmış!
Bunun hesabını sorabilecek, sebep olanları cezalandırabilecek misiniz?
Sele kapılıp dört cana mal olan Ciklos yolunu yapanlar yakalanıp hesabı sorulabilindi mi?
Yollar ölüm tuzaklarıyla dolu, sürücüler yargılanıyor, cezalandırılıyor, bir diyeceğim yok.
Adaletin kestiği parmak acımaz, acımamalı!
Ya bu yolları vatandaşa mehel görenler, ışıksız, karanlık dehliz gibi yollarda ölüme gönderenlerden bedel ödeyen neden olmuyor?
Kışın yeşilin her rengine, yazın ise sarının ve cehennemin sıcaklarına teslim olmuş bir ada.
Doğrulara hasret devam ediyor!
Doğrulara hasret devam ediyor!
Paylaş