Barış harekâtları sonrasında adaya yatırım yapma arzusu taşıyan hatta yıllarca Kıbrıs özlemi içinde yanıp tutuşan Kıbrıs kökenli insanların adaya dönme niyetlerini hep boşa çıkaran uygulamaları yaratmadık mı?
“Biri yapar, diğeri bozar” maskaralıkları içinde kıskançlık krizlerimize mağlup olmadık mı?
Ucu bucağı olmayan, insanları geldiğine de, geleceğine de pişman eden devlet prosedürleriyle gerek yaşamak, gerekse yatırım yapmak isteyenleri korkutup kaçırmadık mı?
İki elin parmak sayısını geçmeyen inatçı ve kararlı insanlar da olmasa bu ülkede ne üniversiteler yaratılırdı ne de turiste gerçek anlamda hizmet verecek oteller yaratılırdı.
Anex Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Neşet Koçkar ve beraberindekilerin adaya gelişine, geliş şekline gösterilen tepkiler hala daha bağnaz niyetler içinde ve de ileriyi görememenin körlüğünde ısrar ettiğimizi göstermektedir.
Özel uçakla adaya gelen, büyük servetlerinden dolayı normal yaşamlardaki insanlardan uzak bir hayat süren bu kimselerin Coronavirüsle yakından uzaktan alakalı olamayacakları, vatandaşla bir araya gelmek gibi bir amaç taşımadıkları ortada olmasına rağmen öküz altında buzağı aramadaki amaç ne?
Bahse konu olan ihale söz konusu edilmese bile adaya yapılan bu geliş-gidiş bana göre rehber olmalı, Coronavirüs gölgesindeki dünya yaşamında örnek teşkil edecek bir girişim olarak ele alınmalıdır!
Bir şekilde ekonomisini turizme ve üniversitelerine bağlamış KKTC’de içine girilmiş çıkmaz sokaktan bir şekilde kurtulmanın yolları aranmalıdır.
Adaya özel uçakla gelen bu kimseler, hatırlayacaksınız, Alman kafileyi KKTC’de gezdiren otobüs sürücüsü ile aynı kefede mi tartılacak?
Yoksa Coronavirüsün hala daha kol gezdiği Güney Kıbrıs’ta yaşamı seçen kimselerle aynı muameleye mi tabi tutulacak?
Böyle düşünüyorsanız, teslimiyeti kabullenmiş, olayların akışına kendini teslim etmiş bir garip toplumun ötesine geçmekten başka şansımız yok demektir!
Böyle bir gelişme karşısında “baş kuralcı” kesilen, eleştiri yapmaktan ve bu eleştirileri belli amaçlara taşımaktan başka bir hedefi göremeyen kimselere teslim olmak geleceği sıkıntılara atmaktan başka bir işe yaramaz!
Çıkış yolu bulmak zorundayız!
Yatırımı özendirmek yerine korkutup, sokak tavırlarıyla aşağılayıp, tepkilerin odak noktası haline sokup kaçırmak bu ilkede bu denli kolay olmaktan çıkarılmalıdır!
Ya içine düşülen durumdan kurtulmak için çıkış yolları aramayı ciddi bir şekilde ele alarak, inançlı, kararlı bir şekilde ülkeye yatırıma gelenleri yüreklendirip cesaretlendirmeliyiz, ya da çok kolay ve basit yöntemlerle bunu engellemeye çalışanları sessizce seyretmeye devam edeceğiz!
İç çekişmelerin nelere mal olduğunu fark bile edemeyenlerin iş güzarlığına ülkeyi heder edip gideceğiz.
Çıkış yolları aranmalıdır!
Paylaş