Bir tarafta çöken bir ekonomi, diğer tarafta yeniden hortlayan bulaşı endişesi toplumun tüm benliğini sarmış durumda.
İkiye ayrıldık, “Kapılar açılsın mı, açılmasın mı?”
O kadar ki hükümetin geleceği, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları bile Coronavirüs’ün gelişip, gelişmeyeceğine bağlı.
Politikalar bu ülkede artık Coronavirüs’ün üzerinden yapılır oldu.
Temmuzla birlikte kapıların açılması demek sıkı ve akılcı önlemler alınmadığı takdirde Kıbrıs insanının gerçek anlamda Coronavirüs ile tanışması demek!
Böylesi olumsuz bir durumda suçlanacak tek bir makam var, o da hükümet!
Yok korkulan gerçekleşmediği takdirde alkışlanacak olan yine hükümet.
Hükümet edenlerin iki arada bir derede kaldığı kesin!
“Geçmiş hükümetler döneminde de hatalar yapıldı, ekonomi batağa saplandı” gibi karşı çıkışları yersiz buluyorum.
Hatırlayacaksınız dörtlü koalisyon döneminde dövizde meydana gelen fırtınalar ortalığı kasıp kavurmuştu. Patatesin fiyatı 20 TL’ye kadar çıkmıştı.
Dövize “dur” diyebilecek gücümüz var mıydı?
Her olumsuzluğun bir nedeni vardır. Bu nedenlere ve günümüze bakmak lazım!
Düşüncem o ki uygulanan ekonomik girişimlerle sorunlar ötelenmekten başka bir işe yaramıyor. Bir defa borçlanma demek sorunları ötelemenin bir başka adıdır!
Borcu, borçla kapatmak!
Ekonomiyi düzlüğe çıkarabilecek önlemler alınmadığı takdirde borçlandırılan esnafın ilerideki dönemlerde içine düşürüleceği durumlarının ne olacağı hesaplandı mı?
Vatandaşın lehine olabilen bir borçlandırma sistemine sahip olmadığımız kesin.
Halbuki bankacılık sisteminin masaya yatırılmasının tam da sırasıydı. Bankacılıkta tefeci yapı ortadan kaldırılmalıydı. Hükümetin buna cesaret gösterebilecek duruşu maalesef olmadı.
Yapılabilecek olan ülkeyi olumsuzluğun ortasına çeken nedenleri ya sıfırlamak ya da en az zarara neden olacak seviyelerde tutmak!
Coronavirüs’le savaşabilecek konumda mıyız?
Öncelikli olarak içteki eğitim sisteminin çarklarını örnek olması bakımından döndürme yolunda adımlar atmaya başlamalıyız!
Sonrasında da kapıları “gındırırken” çok dikkatli olmak zorundayız!
KKTC’nin ekonomik beklentileri nedir?
Öğrencilerin adaya dönüşümüdür? Turist akışının yeniden sağlanması mıdır?
Bir defa peşin, peşin adaya ulaşımın astronomik rakamlarla sağlanmasının önü alınmalıdır.
Öğrenciye ve de turiste farklı konumlarda giriş olanakları tanınmalıdır!
Karantina şartları öğrenciye ya da turiste göre uyarlanmalıdır!
Şu kadar süre kapalı kalacaksınız, şu kadar meblağ ödeyeceksiniz dayatmalarıyla bir yerlere varmak mümkün değil.
Unutulmasın ki ülkeye döndürülmesi düşünülen öğrenci ailelerinin de Coronavirüs nedeni ile ekonomik zorlukları oluştu.
Bulaşı endişesi!
Paylaş