Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin bir haftaya yakın zamandan beri sürdürdüğü eylem büyük bir olasılıkla anlaşmayla sonlanacak.
Sonuçta ne olacak bilir misiniz?
Tamamını değilse bile üreticilerin taleplerinin büyük bir kısmı karşılanacak, hükümet esasen yapması gerekenleri yapacak, vermesi kaçınılmaz olanları vermiş olacak.
Bu hengameden kim zararlı çıkı bilir misiniz?
Vatandaş çıktı! Başı kesik tavuk gibi bir hafta Lefkoşa sokaklarında dolaştı durdu. İşine zamanında gidemedi, çocuğunu zamanında arayamadı, evine vaktinden geç gitti. İşinden kaybetti, zamanından kaybettirildi!
Üretici ile devlet arasında bir alacak, verecek anlaşmazlığı varsa, vatandaşın suçu ne?
Vatandaşa yaşatılan bu rezil durum ilk kez olmadı! Bilhassa hükümet erkanı Lefkoşa’da iş gördüğünden Lefkoşa halkına yaşatılan bu işkence sürüp gidiyor.
Sadece Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin gerçekleştirdiği eylemi kast etmiyorum. Yapılan tüm eylemlerin vatandaşa verdiği sonuçlardan söz ediyorum. Bir uzlaşmazlık söz konusu olabilir. Bu uzlaşmazlıkta % 100 haklı da olunabilir ama verilen tepkilerde insan yaşamını alt üst etmeye ne hakları var?
Bu ülkede sanırım insan yaşamını ve hareket özgürlüğünü korumakla görevli birimler var!
İnsan yaşamını etkilemeyecek şekillerde eylem düzenlenmesini gerçekleştirebilme yetenekleri yok mu?
Başbakanlığın karşı bölümünde yaşayan aileler var!
Bir hafta boyunca bu vatandaşlar evlerine girip çıkmaktan, vasıtalarıyla evlerine bir şeyler taşımaktan mahrum edildi. Çok acil durumlarında bile rahat hareket edemedi.
Lefkoşa’nın en yoğun trafiğini taşıyan Meclis civarından geçmek mümkün olamadı!
Hükümet olarak üreticilerin taleplerinin karşılanması yönünde bir uzlaşı söz konusu iken bunu uzatmanın, Çingene pazarlıkları içinde davranmanın ne gereği var!
Bu pazarlık paylarının bedelini vatandaşa ödettirmeye ne hakkınız var?
Dövizin KKTC maliyesi tarafından yönetilmediği bilinen bir gerçek. Ne var ki sektörlerde yaratacağı sonuçları görebilme ve hesaplayabilme yeteneğine sahip kimselerin var olduğu da bir gerçek. Birkaç saatte yapılabilecek hesaplamaları ve alınabilecek sonuçları haftalarca uzatmanın amacı ne?
Devlet olarak Yahudi sarraf zihniyeti içinde davranmayı kardan sayma alışkanlığını acaba ne zaman terk edebileceğiz? Üreticinin mağduriyetlerini görüp zamanında ne zaman müdahale edebilme becerisini gösterebileceğiz. Vatandaşa bedel ödettirmekten acaba ne zaman vazgeçebileceğiz.
Doğrusu çok merak ediyorum!
Bedelini vatandaş öder!
Paylaş