Kapıların açılmasıyla birlikte hatırlıyorum da, güneyden kuzeye geçen Rumlar hayretler içinde kalmışlardı.
1963’lerin bıraktığı kanaatle Türk toplumu “yoğurtçuluktan” başka bir iş tutamayan, çöplükler içindeki yaşama mahkum zavallı bir toplumdu.
Şehirleri birbirine başlayan geniş yollarıyla, sakin bir Akdeniz kasabasından beton yığını bir şehir hüviyetine soktuğumuz Girnesi ile havuzlu villalar, lüks arabalar cenneti haline dönmüş görüntüsüyle boş durmadığımızı anlamışlardı.
Her ne kadar AB’nin desteklediği, devlet olarak tanınmışlığın farkı nedeniyle güney ekonomisi ile yarışamayacak düzeyde olsak bile Türkiye sayesinde ayakta durmasını becermiş, gerek üniversiteler gerekse turizme dönük oteller sayesinde büyük yatırımları gerçekleştirmiş bir toplumduk.
Ve artık en küçük darbelerle “ham” olacak konumda değildik!
Ama işte o kadar!
Öldürücü siyasi rekabetler, kıskançlık krizlerine teslim olmuş niyetler ve hepsinden önemlisi güneyle dirsek teması içinde hareket eden, yatırımların önüne set çekmeye çalışan kötü emeller, Kıbrıs Türkü’nü yerinde saymaya, hatta teslimiyete zorlamaya hız vermiş durumda.
Lapta sahil şeridinde hayata geçirilmesi amaçlanan projeler kapsamında bir marina ve beş yıldızlı otel ihalesine katılan iki firma da ihaleden çekilmiş durumda!
Biri adam yerine konmadıkları, diğeri ise rezil edilmek ve aşağılanmakla karşı karşıya bırakıldıkları için ihaleden çekildiklerini açıkladılar!
Apexe’nin ardından son gelişmeler karşısında Anex Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Neşet Koçkar bir açıklama yaparak Kıbrıs Türk halkından özür dilemiş ve ihaleden çekildiklerini belirtmiştir.
Şimdi suçlunun ayağa kalkmasını bekliyoruz. Nitekim yaşananlar kabinede değişikliğe kadar yol açtı.
Ülkede bilhassa Türkiye’den gelecek yatırımlara sıcak bakmayan, gerçekleştirilecek her yatırımla Rum’la uzlaşının hayal olacağından korkan azınlık da olsa bir kesim olduğu bilinen bir gerçek.
İşte bu kesimin tepkilerini en aza indirecek hatta bertaraf edecek, söz söylenmesine fırsat vermeyecek senaryoları hükümetin düşünen kanadı maalesef bunu gerçekleştiremedi!
Özel uçakla gelenler için “özel karantina tedbirleri altında adaya girmelerine ve yine sıkı karantina önlemleri altında ihale bölgelerini dolaşmalarına olanak tanındığı” Bakanlar Kurulu kararı ile pek ala duyurulabilirdi!
Gece kumarını mı oynar, yoksa orkinos avına mı çıkar, kim karışabilirdi!
Hem pandemiden dolayı kendini mağdur hisseden diğer ada ziyaretçileri ve yakınları sıkıntı duymazlar, ikilik yaratıldığı kanaatine kapılmazlar, hem de fesat lobiciliğini kendilerine görev edinmiş kesimler söyleyecek söz bulamazlardı!
Evet, bundan sonra söylenecek söz ne olabilir?
Önümüze bakmalıyız.
Kuş kafesten uçtuktan sonra, benzer tür ihalelere katılabileceklerin gözlerine korku saldıktan sonra, yakın bir zamanda benzer tür yatırımları tereddütsüz kabul edebilecek yatırımcı çıkabileceğini ummak, fazla iyimser olmak demek değil midir?
Lapta marinası mı, başka bahara kaldı diye düşünmeden edemiyorum.
Hem yatırım yapacak hem de itilip katılmaya razı olacak, sırasında hakaretlere maruz kalacaksın!
Nerede bu bolluk?
Başka bahara!
Paylaş