16 Nisan 2016 tarihinde kurulan UBP-DP hükümeti tam olarak 60. gününü doldurmuştur. Bu hafta sizlere yeni hükümetin kurulması sonrasında 60 günün sonunda olumlu-olumsuz yanlarına değinmeye çalışacağım.
UBP-DP hükümeti Sn. Hüseyin Özgürgün başkanlığında 7 Bakanlık UBP’nin ve 3 Bakanlık DP’nin temsileyeti ile kurulmuş azınlık hükümetidir. Azınlık çünkü bu hükümetin meclisteki yeter sayısı olmadığı için bağımsız vekillerin desteği sayesinde hayat bulmuş ve hükümet icraatlarına başlamıştır. UBP-DP hükümetinin icraatlarını olumlu ve olumsuz sıralayacak olursak;
• Bakanlıkların dağılımı; yeni kurulan UBP-DP hükümetinde Ekonomi ve Maliye Bakanlıklarının bir çatı altında toplanması gerekmekte idi. Çünkü bu bütünleşme ülke ekonomisinin kalkınmasına ve Kamu Maliyesinin disiplini açısından son derece önemli olacaktı. Fakat kurulan hükümet de maalesef bu sağlanamamıştır. Hatta Bütçe ve Hazine’nin farklı bakanlıklar altında oluşması koordinasyon ve işlevselcilik açısından son derece sıkıntılı olacaktır. Çünkü Bütçe Dairesi koalisyonun küçük ortağına Hazine Dairesi ise koalisyonun büyük ortağına verilmiştir. Devletin gelirleri açısından aynı sıkıntı vardır. Gümrük Dairesi koalisyonun büyük ortağa, Vergi dairesi ise küçük ortağına verilmiştir. Bu uygulamalar ile tek bir Bakanlık altında güçlü ve icraacı bir Ekonomi ve Maliye Bakanlıkları oluşturulamamıştır. Hal böyle iken, bu kadar küçük ölçekli ülkelerde genelikle Ekonomi ve Maliye Bakanlıkları bir Bakanlık altında toplanarak kaynakların daha etkin verimli ve rasyonel kullanılması sağlanılabilirdi…
• Üst kademe yöneticilerinin atanması; yeni kurulan UBP-DP hükümeti sonrasında her yeni hükümet döneminde olduğu gibi Müdür-Müsteşar atamaları gündemin ilk maddesini oluşturmaktadır. Tabii ki, her hükümet kendi ideolojilerine yakın olan kişileri siyasi mevkilere (müdür-müsteşar) atama (görevlendirir) yapar. Bu da benim kaanatime göre gayet normaldir. Çünkü bu Dünya’daki diğer ülkelerde de aynıdır. Fakat yıllardır ve hala yapılan atamalarda en fazla sıkıntı işe göre değil adama göre iş yaratılmasıdır. Yani liyakat ön planda olmadan atamaların yapılmasıdır. Tabii ki tüm atamaların da liyakatsız olduğunu söylemek burada yanlış olur. Ama Müdür-Müsteşar atanacak olan kişilerin o mevkiine haiz görev yapmış olması ve de o konuda eğitimli olması gerekmektedir. Yapılan veya yapılacak olan atamalar özelde hükümetin genelde de Kamu yönetiminin başarısını doğrudan etkileyecektir... Kısaca yapılan bu atamalar sonrasında halkın sınavından da geçileceği unutulmamalıdır...
• TC-KKTC 2016-2018 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması; UBP-CTP koalisyonunun sonlanmasının en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Çünkü bu Antlaşma sayesinde CTP kendi içinde çelişir duruma düşmüştür. CTP yetkili kurulları antlaşmaya olumsuz iken, icraadaki bakanların bazıları olumlu olması sonrasında ülke koaso girmiş ve akabetinde UBP-CTP koalisyonu bitmiştir. Yeni kurulan UBP-DP koalisyon hükümeti adına Sn. Başbakan Hüzeyin Özgürgün 27/05/2016 tarihinde TC-KKTC 2016-2018 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması imzalayarak KKTC meclisinin onayına sunmuştur. Daha önceleri Ekonomi ve İşbirliği Protokolü olarak anılan protokol bu defa İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması olarak düzenlenmiştir. TC-KKTC 2016-2018 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması daralan Kamu Maliyesi’nin nefes alması açısından son derece olumludur. Fakat söz konusu antlaşmanın ekindeki iş takvimlendirilmesi sanki biraz ütopikdir. Ayrıca iş veya reform analizlerinin gerçekleşmesi sonrasında reform destekleme katsayılarına göre verilecek olan mali katkı (bütçe açığına) bu yıl ilk defa uygulanacaktır. Kısaca özetleyecek olursak, TC-KKTC 2016-2018 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması ülke Ekonomisi ve Kamu Maliyesi açısından son derece önemli olup nerde ise KKTC için hayat öpücüğü niteliğindedir… Söz konusu antlaşmanın uygulama aşamalarını hep beraber izleyip buralardan değerlendireceğiz...
• Su konusu, Gençlik ve Koordinasyon Merkezi; su konusu UBP-CTP koalisyonunun sonlanmasının en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Çünkü suyun işletmesine ve fiyatına yönelik olarak CTP kendi içinde çelişir duruma düşmüştür. CTP yetkili kurulları TC ile yapılan görüşmlere olumsuz iken, icraadaki bakanların bazıları olumlu olması sonrasında ülke koaso girmiş ve akabetinde UBP-CTP koalisyonu bitmiştir. Yeni kurulan UBP-DP koalisyon hükümeti hızla su konusunu çözümleyerek ülkeyi bu kaotik ortamdan kurtarmıştır. Su konusu şimdilerde işletme ve fiyat konuları başta olmak üzere yerel yönetimlerin kendi meclislerinde oanaylanma aşamasındadır. Söz konusu yerel yönetimlerin halkın sağlığını düşünerek ve de kuraklığın hat safhada olduğu bu günlerde halkın faydasına karar verileceğini düşünürken, hatta siyasi hizipleşmelerin içine girilmeyeceğini umut ediyorum... Gençlik ve Koordinasyon merkezi sanki de ülke gündemine yeniden gelmiş gibi bir hava estirilmektedir. Söz konusu antlaşma Y(K-I)1173-2014 sayılı ve 18.06.2014 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre koordinasyon ofisini CTP-DP koalisyon hükümeti adına Sn. Serdar Denktaş onaylamıştır. Hal böyle iken devletin devamlılığı ilkesi düşünülürse alınan kararın meclisten onaylanması devlet olmanın yükümlülüğüdür. Ayrıca söz konusu antlaşma ile ülke gençliği hem spor alanlarının ıslahı ve yeniden yapılanması hem de gençlik merkezlerinin ıslahı ve yeniden yapılanması açısından son derece olumludur...
Özetleyecek olursak 60. gün sonunda UBP-DP koalisyon hükümeti yapılan icraatçı işleri hem hükümet programı hem de TC-KKTC 2016-2018 İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması sayesinde yerine getirecektir. Mevcut hükümetin daha şeffaf daha adil olabilmesi adına gelinen 60. günün sonunda kamuoyuna yapılan veya yapılacak olan icraatlar hakkında bilgi vermeleri kamuoyu açısından son derece önemlidir. Kısacası toplumdan kabul görmüş her icraat hayat bulur ve başarı gelir... Yoksa aksi durumunda başarısızlık ve hüsran kaçınılmazdır. Daha adil ve şeffaf bir yönetim dileyerek, iyi hafta sonları...