Diyalog Gazetesi
2024-06-12 09:42:12

Sağın yükselişi

Hasan ERÇAKICA

12 Haziran 2024, 09:42

Avrupa’da “aşırı sağ” denilen gruplar ile bizim “faşist” veya “siyasal İslamcı” dediğimiz gruplar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir, diye düşündük mü? 
İslamcıların ümmetçiliği ırkçılıklarına galip geliyor diye İslamcılar onlardan daha masum olabilir mi? Onlar bizimkilere göre biraz daha fazla ırkçı görünüyorlar, doğru! Nihayetinde onlar da kendilerini “beyaz ırk” veya “Avrupalı” olarak tanımlayıp, Almancı veya daha dar anlamda ırkçı olmaktan kurtulabilirler. Bu farklılıklar “bizimkiler” ile “onlarınkileri” birbirinden ne kadar ayırabilir ki?
Kavramlar işte bu kadar karmakarış olmuştur. Burada “faşist” olarak tanımladıklarımızın Avrupa’da az çok özgürlükçü olan ama bu arada kendi kültürlerini dıştan gelen tehditlere karşı korumaya kalkışanları “aşırı sağcı” olarak nitelediklerini gördüğüm zaman, onların dediklerinden daha çok Avrupa sağcılarının politik amaçlarını ve kendilerini nasıl tanımladıklarını öğrenmeye yöneliyorum. Bizimkilerin dediklerine aldırmamayı size de öneriyorum. Bu “aşırı sağcılar” kimlermiş, ne istiyorlarmış bakın, diyorum.
Paris banliyölerinin her akşam yangınlarla sarsıldıkları, sokaklara park eden arabaların yakıldığı 2012 yılının üzerinden 12 yıl daha geçti. Belli ki sorunlar çözümsüz kaldığı gibi, daha da yoğunlaştı. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransa’daki aşırı sağcı Le Pen’in partisi birinci parti olmuşsa, bu gelişmenin sonuca etkisini dikkate almak gerekir. Bizim kuşak onun babasını “deli” olarak görüyordu ama kadın gelecek seçimde Fransa Cumhurbaşkanlığı’nın en güçlü adayı haline geldi.
Geldi ama soralım bakalım nasıl geldi? Son zamanlarda Avrupa’da yabancı düşmanlığı ile göçmen karşıtlığının artmasının kökeninde yatan nedenleri unutmayalım. Göçmen akını yasal ve yasal olmayan şekilde devam ediyor. Kentlerin banliyölerinden vazgeçtik, merkezleri işgal edilmiş hale geldi. Bölgemizde yaşanan dinci rejimlerin yarattığı tehditleri, İŞİD veya El Kaide gibi örgütlerin terör tehditlerini de hesaba katın isterseniz. Bu ortamda Avrupalılar, kendi tarzına uygun bir yaşam süremiyor. İşte olay budur ve son zamanlarda olan, bunun siyasete yansımasıdır.
Bizim bölgemizdeki liderler, bu küresel soruna çözüm bulmak için katkı yapacaklarına bunu kışkırtarak iktidarda kalma sürelerini artırmaya çalışacaklardır. Buna adım gibi eminim… Bizim asıl dikkat etmemiz gereken ise tam da budur! Bizim de, bu liderlerden kurtulmamız ve sorunun çözüm sürecine tam kapasite ile katılmamız gibi bir sorumluluğumuz vardır.


Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığının nedenlerine dikkat etmek ve çözümü bu nedenleri ortadan kaldırmakta aramak gerekiyor…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.