Diyalog Gazetesi
2025-01-20 10:08:25

Sonumuz benzemesin! Hesapsız kasaba döndük!

Hasan ERÇAKICA

20 Ocak 2025, 10:08

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, asgari ücreti 2000 dolar yapsak da çalışanlar için hayatın değişmeyeceğini ve bunun tüccarlara yarayacağını ileri sürdü. Gelin görün ki; Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası tam tersi bir açıklama yaparak; asgari ücretin düşük tutulmasının sermayenin çıkarlarına hizmet edeceğini ileri sürdü.
Sizi bilmem ama, ekonomi konusunda biraz eğitim almış olmama ve konu hakkında sürekli olarak okumaya çalışmama karşın benim aklım çok karıştı: Asgari ücretin yükselmesinin veya yeterince yükselmemesinin sermayenin çıkarları bakımından tam olarak ne ifade ettiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Çalışanların alım gücü yükselse, mal ve hizmet ticareti yapanların karlılığı da yükselmeyecek mi? Çalışanların ücretleri düşse, işletmelerin ödediği ücretler gibi çalışanların yaptıkları alış-verişler de azalmayacak mı?
Kaldı ki bizim ülkemizde 70 binden fazla yabancı işçi çalışıyor. Bunlara yüksek ücret verdikçe ürettikleri mal veya hizmetlerin maliyeti artacak ancak onların alış-verişleri artmayacak. 
Tuhaf bir durum ama konuyu samimiyetle tartışma olanağı bulamıyoruz.
Bu arada, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, reşit olmadan çocuk sahibi olanlarla ilgili bir açıklama yapmış ve bunun tehlikelerine dikkat çekmişti. Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Alev Ecevit, birliğe yanıt vererek verilerin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Birlik yeni bir açıklama yaparak ilk açıklamada kullanılan verilerin İstatistik Kurumu sayfasından alındığını duyurdu. 
Hoppala… Kim kimi yalanlıyor, anlamadık ki! 
Kaldı ki, hem Tabipler Birliği, hem de Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından yapılan açıklamalarda “çocuk yaşta çocuk sahibi olmanın” sakıncalarına önemli bir şekilde vurgu yapıldı. Konu bu kadar önemliyse, ilgililer ama öncelikle sorumlu bakan gerçek veriler ile birlikte bu konuda neler yapmayı düşündüklerini açıklamalı değil mi?
Her hafta benzer şeyler yaşıyoruz. Kimisi bayram haftası diyor; kimisi magal tahtası… Biz, rakamlarda bile anlaşamıyoruz. Her konuyu önemli sayıyoruz ama sorunları öncelik sırasına bile koyamıyoruz.
Ben buna hesapsızlıklık diyorum. Bu hasapsızlık, kendini özellikle parasal işlerde gösteriyor. Devlet hiçbir hizmet üretemiyor ama topladığı parayı da yetiştiremiyor. Ne yapmaya çalışıyor; bunca kişiyi neden istihdam etti belli değil! Bir keşmekeştir gidiyor.
Tam anlamı ile “hesapsızlık”!
Hesapsızlığımız meşhur değişteki kasabın hesapsızlığına benzedi. Dilerim sonumuz benzemez!

Sonumuzun hesapsız kasabın sonuna benzememesi için ne yapmak istediğimizi ve yapıp yapamayacağımızı yeniden değerlendirmemiz gerekiyor…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.