Diyalog Gazetesi
2025-01-22 10:33:18

Diyalog iyidir; er veya geç sonuç verecektir!

Hasan ERÇAKICA

22 Ocak 2025, 10:33

Kıbrıslı Türk ve Rum liderler geçtiğimiz Pazartesi günü buluştu. Gündemde geçiş kapılarının sayısının artırılması ve geçişlerin rahatlatılması vardı.
Liderler bu konuda ne kadar isteklidirler bilemiyorum doğrusu. Konuya ticaret açısından bakarsak Kıbrıs Türk tarafının dezavantajlı duruma düştüğü günlerden geçiyoruz. Güney’deki fiyatlar daha düşük, ürünler daha kaliteli galiba… Bunca yoğun geçiş olmasını bu farklılığa bağlamak gerekir sanırım. Şimdiki durumda kazançlı görünüyor olsalar bile geçmişte yaşananları dikkate aldığımız zaman Rum tarafının da geçişleri kolaylaştırmak bakımından isteksiz, en azından ihtiyatlı olacağını düşünmek gerekiyor.
Bu tartışmanın erken zamanda sonuçlanması da mümkün görünmüyor zaten. İki taraf da kendi kamuoyunun baskısı altındadır. Kimisi Haspolat diyor; kimisi Erenköy… Bizim taraf buna bir de Akıncılar ekledi… Türk tarafı geçiş kapılarının çoğaltılmasını isterken Rumlar kendi bölgeleri içindeki seyahatlerini kolaylaştıracak çözümlerin peşine düştü.
Benzer durumlar daha önce de yaşanmıştı aslında… Bostancı ile Yeşilırmak ve Lokmacı kapıları açılırken de benzer tartışlar olmuştu. Birleşmiş Milletler görevlileri bu işin peşini bırakmazsa eninde sonunda bazı ortak sonuçlara ulaşılacaktır. Kaldı ki iki liderin özel temsilcilerinin bu konuyu görüşmeye devam edecek olması, işin peşinin bırakılmayacağının göstergesi sayılabilir.
Kapılar konusundaki gelişme yeterli olmasa bile iyidir ama özellikle insan kaçakçılığı gibi insani bir konunun gündeme gelmemesini “ayıp” sayıyorum. Liderlerin ayıbıdır; bize de bulaşmaktadır. Dünyanın çok uzak ülkelerinden insanlar, Kıbrıs adası üzerindeki bölünmüşlüğü dikkate alarak yasa dışı bir serüvene atılma konusunda cesaret sahibi olabiliyorlar. Bazı hallerde bu serüven canlarına mal oluyor. Geçişlerin kolaylaştırılması için “gereklidir” diyenler, bu konunun en önemli ortak sorunlardan biri olarak ele alınmasının “gereksiz” olduğunu mu düşünüyorlar acaba?
Ben Cumhurbaşkanı Tatar’ın yerinde olsam, Rum tarafının gayrı menkul yatırımcıları ve pazarlamacıları ile ilgili tutumunu da yeniden gündeme getirirdim. 15 Ekim’de New York’taki görüşmede bu konuyu gündeme getirmesi üzerine BM Genel Sekreteri Guterres’in Hristodulidis’in “af çıkarmasını” istediğini biliyoruz. Hazır Guterres’in ilgisini çekmişken konunun BM gözetimindeki bir toplantıda yeniden gündeme getirilmesi çok iyi olacaktı doğrusu… 
Rum tarafı, bu sürece, “sorunun esaslı çözümüne ilişkin görüşmelerin başlamasına yardımcı olabilir” umuduyla katlanıyor aslında. Onların bu zayıflığını alabildiğine kullanmanın “günah sayılacağını” düşünmüyorum. Bu süreci iki taraf da kendi yaklaşımları ve çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışırken Kıbrıs’ta yaşayan iki halkın yararına olacak gelişmeler olmasını umuyorum.
Başka yol da yok zaten; diyalog iyidir. Diyalogu istediğiniz yöne çekmeye çalışırken muhatabınızı da dinlemek ve bazı durumlarda taviz vermek zorunda kalırsınız. Sonuçta sizin “taviz” dediğiniz şeyler de karşı tarafı diyalog sürecinde tutmaya devam eder. Tavizler karşılıklı hale gelir; herkes karlı çıkar!
Burada da öyle olacak!
Susup kalmaktan; kendi çöplüğümüzde ötüp durmaktan evladır!


Liderler buluşmasından somut bir kazanç ortaya çıkmamış görünebilir ama diyalog, er veya geç bazı olumlu sonuçlar verecektir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.