Diyalog Gazetesi
2023-09-27 09:34:06

O olmaz; bu olmaz! peki; ne olmalı?

Hasan ERÇAKICA

27 Eylül 2023, 09:34

New York buluşmalarından veya “buluşamamalarından” sonra üzerinde ağırlıklı olarak durulan çözüm formüllerinin görünür gelecekle hayata geçmeyeceği iyice ortaya çıktı. Federasyoncular yeterince güçlü değil. İki devletçileri kimse desteklemiyor. İş birlikçilerin yolu tıkalı…
Bu durumda şimdiki siyasi durumun devam edeceğini söylemeye bile gerek yok!
Ama hiçbir şeyin değişmeden duramayacağını da biliyoruz; değil mi? Bugünkü siyasi durum devam etse bile toplum yapıları, ekonomik durumlar ve kültür değişmeye devam edecektir. Bu “siyasi durum” devam ederken yapacaklarınızla değişimi etkileyebiliriz… Sonuç olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı hedefleniyorsa, bugünkü siyasi durumda bile yapılabilecek olanlar vardır. Üstelik doğru yönde ve etkili yöntemlerle çalışırsanız, siyasi durum sizin lehinize gelişmeler gösterebilir ve sizi arzuladığınız tarz bir çözüme yakınlaştırabilir.
Siyasi durum değişmeden yapılması gerekenlerden biri, dünya devletleri ve halkları ile “olumlu ilişkiler” geliştirmeye çalışmaktır. Kimseyi tehdit etmeden, kendinizin olduğu kadar başkalarının da güvenlik ve refahına önem vererek kuracağınız ilişkiler bu “olumluluğu” sağlayacaktır.
Ortada Güvenlik Konseyi kararları gibi bugünkü dünyada geçerliliği sorgulanamayacak ilkeler varken “iki devletliliği tanımanız gerekir” diye ortaya çıkmayacak ve devletleri adına yetki kullananları kendinizden uzaklaştırmayacaksınız. Zamanın BM Genel Sekreteri Kıbrıs Türk halkına izolasyonların kaldırılması çağrısı yaptığına, Avrupa Birliği Kıbrıslı Türklere Yeşilhat Tüzüğü ve Mali Yardım Tüzüğü diye tüzüklerle bu halka yardım yapmayı kabullendiğine ve zamanın AB Genişleme Komiseri Kuzey Kıbrıs limanları ticarete kapalı değildir diye fetva verdiğine göre bu olanakları genişletmeye; KKTC tanınmasa bile ticaret için gerekli düzenlemeleri yapacak şekilde yetkilendirilmesi için çalışmaya, bakacaksınız. Tayvan başta olmak üzere diğer tanınmamış de facto devletlerden örnekler verecek, diplomatik faaliyetlerinizi buna göre yürüteceksiniz.
Bu yetmez ama! Demokratik bir düzen kuracak, Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıttığınıza dair en ufak bir defoyu kabullenmeyeceksiniz. Demokrasinizin ve toplumsal birliğinizin üzerine toz değdirmeyeceksiniz. Her yapacağınız işi iktidar, muhalefet ve diğer toplumsal güçler ile paylaşarak yapacak, tercihinize itirazlar olsa bile farklılıkların ayrıntıda kalmasını sağlayacaksınız.
Bu da yetmez! Verimli ve adaletli bir ekonomik hayat inşa edeceksiniz… Herkes çalışmasının karşılığını alacak. Yolsuzluklar ve rüşvetler ile anılmayacaksınız. Yeterli gelire ulaşamasanız bile adaletli paylaşımınızla övünebileceksiniz. Gençleriniz bu adada yaşamanın kendileri için bir şans olduğunu düşünecekler; fiziki ve fikri kaynaklarını bu adadaki yaşamı geliştirerek mutlu olmak düşüyle harcayacaklar.
Bütün bunların yapılmasını bir hayal olmaktan çıkarabilirseniz, eninde sonunda TANINIRSINIZ! Bir devlet olarak değilse bile, “saygın bir topluluk” olarak bilinecek ve dünyanın çeşitli yerlerinde dostlarınız ve sempatizanlarınız birikecektir.
Bu duruma gelmiş bir halka kimse, “gel seni ben idare edeyim” diyemez. Muhatabınız ya “birlikte yönetmeye” ya da “ayrı ayrı yönetmeye” razı olacaktır. Eğer saygınlığınız ve gücünüz artarsa, adada umduğunuz gibi bir çözüm olması ihtimalini de güçlendirmiş olacaksınız.
Zor iş biliyorum ama federasyon veya iki devlet istemek yetmez! İstediğinize ulaşabilmeniz olasılığını güçlendirecek bir yol inşa etmeniz gerekir. Bu yolu inşa etmek için hem federasyoncuların hem iki devletçilerin yapması gerekenler de aynı şeydir: Dünya siyasetine yön verenler ile biraz daha uyum ve daha iyi bir yönetim… 
En azından şimdilik bu böyledir!


İki devlet istemekten izolasyonların kaldırılmasını istemeye mi evrildik? Belki de mantıklı olan budur ama istikrarlı bir yol izlemezsek hiçbir yere gidemeyiz… 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.