KKTC Cumhuriyet Meclisi yeni yasama yılına başladı. KKTC Anayasası, kanun yapma yani hepimizin uyması gereken ana kuralları belirleme yetkisini münferiden KKTC Meclisi’ne vermektedir. Belki de bu nedenle, meclisin yeni sezonunun açılışı nedeniyle yapılan bütün açıklama ve konuşmalarda ne kadar çok yasa yapıldığı ve daha yapılacak ne kadar çok yasa olduğu vurgulandı. Milletvekilleri çok çalışıyorlar; “çok”!
Milletvekilleri ne kadar çok yasa yaparlarsa görevlerini o kadar iyi yaptıklarını zannediyorlar sanırım… Yapılan yasaların birbirini tutmadığını geçtiğimiz haftalarda bizzat Yüksek Mahkeme Başkanı açıkladı. Yasaların çokluğu yönetimin kalitesi ile doğru değil, ters orantılı olmalıdır. Ne kadar çok yasa, o kadar çok ayrıntı ve müdahale! Yurttaşları sık boğaz etmenin yolu, onları yasalar ile boğmaktır. Milletvekillerinin bunu anlayamamış olması çok üzücü gerçekten!
Çok yasa yapılması, her şeyin kurallara bağlandığı ve bu kuralların da KKTC Anayasa’na göre “en üst kural koyucu” olan Meclis’in iradesini yansıttığı da söylenemez üstelik… Meclis’in açılışı vesilesi ile yayınlanan rakamlara göre, KKTC Meclisi’nde ele alınmayı bekleyen tam 276 yasa gücünde kararname varmış… Anayasamızın 112’nci maddesi, Bakanlar Kurulu’na ekonomik konularda ama eğer “ivedilik” varsa yasa gücünde kararname yayınlama yetkisi vermiştir. Anayasa, yayınlanan kararnamelerin hemen Meclis’e sunulmasını ve 90 gün içinde karara bağlanmasını da emretmiştir.
Ama bu emri dinleyen yoktur. Meclis’in önünde karara bağlanmayı bekleyen 276 yasa gücünde kararname birikmesinin nedeni de budur. KKTC Meclisi tarafından karara bağlanmamış 276 yasa gücünde kararname olduğuna göre, bu kararnamelerle konan bütün kurallar “kanunsuzdur”! Bunu bilmek için he hakim, ne milletvekili, ne bakan olmaya gerek vardır; okuryazar olmak yeterlidir.
Bu yasa gücünde kararnameler ekonomik konularda yayınlanmıştır ve mutlaka ve mutlaka yurttaşların ekonomik konumlarını etkilemiştir. Ekonomik kurallar, kısıtlamalar getirir ve yurttaşların çıkarlarına zarar verir. Ekonomik kuralların getirdiği kısıtlamalar özgürlüklerinizi de kısıtlar. Belki de devletin gelirlerini artırmak amaçlanmıştır ve bu yurttaşların vergi yükünün arttığı manasındadır… Gelin görün ki, milletvekilleri bu 276 yasa gücünde kararnameyi Anayasa’nın emrettiği şekilde değerlendirmemiş ve karara bağlamamıştır. Bizi bakanların insafına terk etmiş, başka bir değişle vekillilerine “ihanet” etmişlerdir.
Bunda övünülecek bir taraf yoktur herhalde ki yaptıkları veya yapacakları işlerin içinde yasa gücünde kararnamelerin karara bağlanması sayılmamıştır.
Varsa yoksa yeni yasalar… Yeni yasalar yaparak hayatımıza müdahale etmeyi kendilerinin “seçilmiş” olmalarının gereği olarak görüyorlar sanırım.
Bence büyük bir hayal kırıklığıdır!
Demokrasiden benim beklediğim bu değildi doğrusu!
Hükümetler ülkeyi yasa gücünde kararnamelerle idare ediyor; Meclis de seyrediyor!