Türk Lirası, yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Bunu, “Türk ekonomisinin zayıflamaya devam etmesi” şeklinde yorumlayanlar olacaktır ama bunun gerçek nedeninin, artan döviz ihtiyacına karşın Türk Lirası’nın değerli tutulması olduğunu biliyoruz. Şimdi kurlar, gerçek yerlerine doğru hareket ediyorlar. Nerede duracak bilmiyorum ama döviz kurları gerçek yerlerini bulmak için harekete geçtiler.
Türk Lirası’nın bu şekilde değer kaybetmeye başladığı zamanlarda Kuzey Kıbrıs’ta “telaşlı bir yaygara” koparıldığı günleri de geride bıraktık galiba… Eski telaştan eser görülmüyor! Başbakan toplantı üstüne toplantı yapmak yerine sakin bir seçim kampanyası sürdürüyor. CTP, 30 yıl önce gündeme getirdiği “stabil paraya geçiş” tezinin güncel versiyonu olan “Euro’nun muhasebe birimi olarak kullanılması” görüşünü ısrarcı ve zorlayıcı olmayan bir şekilde tekrarlamakla yetiniyor. Dövizle borçlanmış olanlar çaresizliklerinin farkında olmalılar ki fazla ses çıkaramıyorlar.
Alıştık mı; yoksa öğrendik mi bilemiyorum! Dövizin yükseleceğini ve yükselmeye devam edeceğini öngörebiliyoruz. Varlıklarımızı zaten döviz olarak hesaplıyor; satacağımız şeyin fiyatını Türk Lirası olarak seslendirsek bile döviz olarak hesaplıyoruz. Yüksek enflasyon sayesinde bilinçlendik; artık “alış fiyatından” değil, “yerine koyma maliyetinden” söz ediyoruz.
Hükümet bütün kamusal hizmetlerin fiyatlarını zaten artırmıştı ve artırmaya devam ediyor. Artan fiyatların KDV miktarını yükselteceği de biliniyor. Kamu görevinde yer bulanların maaşlarının hayat pahalılığı oranında yükseleceğini de biliyoruz.
Elbette bütün bunları yapamayanlar da var. Gün çalışıp gün yiyenlerin halini düşünmek bile istemiyorum doğrusu. Fiyatlar artabilir, varlıklarımız durdukları yerde değer kazanabilir ama iş gücünün bedeli olarak ücretler buna ayak uydurmakta zorlanacaktır.
Her şey yeniden şekillenecek… Bu arada altında kalanlar olacak; onların da boynu kopacak!
Bu sorun şimdi ortaya çıkmadı zaten… Erdoğan’ın kaynakları kendi kucağında toplamak ve bunları seçim amaçlı dağıtmak stratejisinin sonuçlarını yaşıyoruz. Türkiye seçmenleri, sadece 2023’teki değil, daha önceki seçimlerinin sonuçlarına da muhatap oluyorlar denebilir. KKTC’yi “bağımsız” olarak düşünenler için üzgünüm ama bizim yaşadıklarımız da “Türkiye ile olan kader birlikteliğinin su yüzüne çıkmış halidir” demek zorundayım.
Sterlin dün 29 TL’yi geçti. Nerede duracağı belli olmasa da “Sterlin sterlindir. Bir yere gittiği yoktur”. TL’nin aşırı ve hızlı değer kaybı, elbette öncelikli olarak TL sahibi olanların sorunudur ki o da bizimle çok yakından ilgili değildir. Gayleyi TL’si olan çeksin! Ve hiçbir şeyi olmayanlar tabii…