Besim Tibuk ile yaptığımız son sohbet henüz yayınlanmadı ama Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “kendisini hayal kırıklığına uğrattığını” söylemesi önemliydi.
Şimşek ve Gaye Erkan’ın ekonomi yönetimi “tam bir fiyasko” olmaya doğru gidiyor. Ortada ne bir politika var ne de program… İyimser beklentileri boşa çıkardılar. Besim Tibuk gibi “hayal kırıklığı” yaşayanların sayısı giderek artacak sanırım.
Ekonomi yönetimi ile ilgilenenler bilirler ki çağdaş dünyada en önemli yönetim aracı, beklenti oluşturmak ve yönetmektir. Beklentiler hangi doğrultuda oluşursa sonuç da öyle oluyor.
Enflasyon beklentileri yükselme doğrultusundaysa enflasyonu düşürmek çok zordur. Herkes enflasyonun yükselmeye devam edeceğini hesap ederek davranır ve enflasyon kaçınılmaz olarak yükselmeye devam eder. Ekonomik aktörleri enflasyonun düşeceğine ikna ederseniz herkes ona göre davranmaya başlar ve ekonomi yönetimi rahatlamış olur.
Şimşek ve Erkan, güven veremediler ve beklentiler olumsuz olarak şekillenmeye başladı. Bundan sonra işleri çok daha zor olacaktır.
Bu arada işin teknik ayrıntıları da kendini göstermeye başladı. Güvensizliğe neden olan da bu ayrıntılardır zaten.
Yasal faizler, hala daha reel faizlerin çok altındadır. Kimse parasını bankalara emanet etmeye yanaşmıyor. Ya döviz alıyor veya Kur Korumalı Mevduat olarak tutuyor. Kimisi kullanmayacak veya kiralamayacak olsa da araba veya konut alıyor. Fiyatlar, “yatırım” amaçlı bu alımlar nedeniyle yükselmeye devam ediyor; dar gelirliler ezildikçe eziliyor.
Şimşek ve Erkan’ın göreve başlamasından sonra artmaya başlayan döviz rezervleri, döviz kurunu düşük tutmak amacıyla kullanılmaya başlandı. Yeniden başa döndük yani…
Kamu harcamalarından yapılması gereken tasarruflar gündemde bile değildir. Üst kademenin gelirleri aldı başına gidiyor. Kırtasiye masraflarını kısacağız gibi garip bir açıklama yaptılar ama ne askeri harcamalardan vazgeçiyorlar ne de örtülü ödenekten… Bu tasarruf tedbirleri de hiçbir işe yaramayacak!
Vergileri artırdılar. Böylece devlete gelir yaratıp para basmaktan kurtulmayı hedeflemiş olmalıdırlar. Enflasyonun yükünü dar gelirlilere sırtına yıkarken ayrıcalıklı şirketlere vergi bağışı yapmaya devam ediyorlar ama.
Piyasanın bu tür palyatif önlemlere yanıtı, Temmuz ayı için resmi %10 fiyat artışı oldu.
Üstelik ufukta yerel seçim de var. Erdoğan, her gün bu seçimin önemini vurgulayıp duruyor. Bunun anlamı seçim harcamalarının önümüzdeki aylarda yeniden tırmanışa geçecek olmasından başka bir şey değildir.
Böyle giderse enflasyonla mücadele başlamadan bitmiş; atamalar yapılırken başımıza boca edilen “liyakat” da akıp gitmiş olacak.
Yanlış olduğunu bildiğiniz uygulamalara karşı ağzını açık hiçbir şey demediniz. Şimdi yanlışlığı açıkça belli uygulamaların altına imza atıyorsunuz. Özgeçmişinizde ne yazarsa yazsın, cvleriniz ne kadar parlak olursa olsun, siz “aldığınız göreve layık değilsiniz” demektir. Ezberlenmiş ekonomi teorileri sizi liyakat sahibi yapmaz!
Türkiye’deki bugünkü iktidarın seçimden önce yaptıklarına tepki göstermeyen herhangi bir kimsenin liyakat sahibi olacağını zaten düşünmemiştim. Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’ın liyakat sahibi olmadığı, daha iki ay geçmeden belli olmuştur.
Ekonomide yeni dönem
Paylaş