Gazze’de savaş devam ediyor… Hamas, yeraltı tünellerini de kullanarak şimdiye kadar tanık olunmamış bir şehir savaşı sürdürüyor. İsrail ordusu, buna ağır bombardımanla yanıt vermek istiyor ama çocuk ve kadın ölümleri dünya kamuoyunun aleyhine dönmesine, ABD başta olmak üzere destekçisi olan devletlerin yön değiştirme baskısı altında kalmasına neden oluyor. 7 Ekim saldırısı bir anlamda başarılı olmuş görünüyor… İsrail ordusu savaşmakla savaşmamak arasında ne yapacağını bilemez duruma düşürüldü.
Savaşın bu şekilde bitmesi halinde Hamas, “büyük bir zafer kazandığını” ilan edecek. Geçen gün İstanbul’da yandaşı olan gazetecilere konuşan Hamas liderlerinden Halid Meşal, “Onların ölüleri olumsuz etki ederken bizim şehitlerimiz bizi motive ediyor” diyerek aslında sivil kayıplarını umursamadıklarını açıkça ortaya koydu (https://www.yenisafak.com/dunya/7-ekim-olmasa-aksa-yikilacakti-4581672).
Meşal, “ABD’nin verdiği silahlarla çocuk, kadın, yaşlı ve hasta siviller öldürülüyor. Ancak şunu gördüler, sivil ölümleri dünyada çok fazla dile getiriliyor ve durum ABD’yi tedirgin ediyor. ABD’de bir seçim var ve oyların düşeceğinden korkuyorlar. Bu seçimler öncesinde olumsuz bir tablo oluştu. ABD Başkanı Joe Biden şu anda geri atmaya çalışıyor” diyor. Sivil kayıplar Hamas’ı güçlendiriyor. Daha fazla şiddet, daha fazla sivil kayıp demek olacak. Hamas’ın planı tıkır tıkır çalışıyor. İsrail bu sarmaldan kurtulamıyor.
İsrail hükümeti zaten şekil değiştirmiştir ama Biden daha fazla değişim talep ediyor. Savunma Bakanı Galant, Başbakan ile görünmekten kaçınıyor. Sokaklar göstericilerle dolu; rehine sorununun görüşmelerle çözümlenmesini ve sivillere saldırının durmasını istiyorlar. Amerika’daki göstericilere de yabana atmamak gerekiyor ama Başbakan Netanyahu, ılımlı yöntemlere dönerse başbakanlıkta oturamayacağını düşünüyor sanırım; şiddetten vazgeçmek istemiyor. 7 Ekim saldırısından önce koltuğu anayasal sorunlara bakışı nedeniyle sallanmaya başlamıştı zaten, Hamas saldırısını iktidarda kalmak için bir araca dönüştürmeye çalışıyor.
Bu durumda bu savaşın nasıl biteceğinden daha çok, bitip bitmeyeceğini konuşmak gerekiyor. Bu koşullarda kimse pes etmeye yanaşmayacak gibi görünüyor. Hamas zaten yerin altında ve İsrail ne yaparsa yapsın varlığını devam ettirip savaşmaya devam edecek. İsrail vazgeçerse yenilmiş sayılacak ve “bize dokunan yanar” efsanesi de bitmiş olacak. Yöntem değiştirse bile savaşmaya devam edecek.
Benzer bir durum Ukrayna cephesinde de yaşanıyor aslında… Rusya, savaşmaktan vazgeçmek için işgal ettiği toprakların kendinde kalmasıyla bile yetinmiyor; Ukrayna’nın silahsızlandırılmış bir tampon devlete dönüşmesini istiyor. Ukrayna topraklarını kurtarmaya çalışıyor ama gücü yetmiyor. Rusya, işgal ettiği Ukrayna topraklarından çıkmayacak, Ukrayna’nın gücü de bu toprakları kurtarmaya yetmeyecek. İşgal altındaki Ukrayna toprakları biraz azalıp çoğalsa da bu savaş da sürüp gidecek.
BU savaşları kimse kazanamayacak ama şimdiden kaybeden çok ama çok insan var. Yüz binlercesi öldü veya göçmen oldu. Göçmen olmayanlar yaşam kaynaklarını kaybettiler.
Kazanılmayacak savaşların bedeli, çok ama çok ağır oluyor.
Hamas iddialı; İsrail kazanamayacak! Hamas kazanacak mı peki?