“Bile bile lades olmak” budur herhalde!

Şans oyunları sektöründen vergi istiyoruz; istihdam bekliyoruz; ticarete katkıda bulunduklarını da biliyoruz. Bulundukları bölgelerde konut talebi oluşmasını, ikinci veya üçüncü konutlarımızdan güzel kira geliri etmemize vesile olmalarını umuyoruz. Taksiler getirsin, götürsün; bölge esnafı daha yüksek cirolara ulaşsın diye bekliyoruz.
Casino izinlerini lüks ve büyük oteller yapılması için bir “teşvik” olarak kullanıyoruz. Turizm gelirleri ve cirosunu bu yolla artırmaya çalışıyoruz.
Bütün bunlar olsun ama kahvehanede buluştuğumuzda casinoların kapatılmasını; kapatılmasalar bile KKTC yurttaşlarının girişinin kesin olarak yasaklanmasını talep edebiliyoruz. Maaşı alanın casinoya koşarak ücretsiz iyi yemek, sigara ve içki karşılığında oyuna daldığını da biliyoruz aslında. Belki de hem oynayan, hem de şikayet eden durumundayız! Bunları da gözlemliyoruz.
Ne kollu canavarları ne de masa üstü oyunları bilirim. Daha çocukluk günlerimden, özellikle yılbaşı öncelerinde Vuda’daki kahvehaneleri basan polislerin masa-sandalyeleri toplayarak kumar oynayan köylülere dava okuduğunu hatırlarım ama şansını denemek isteyenlere yol tarif edemem. Yıllardan beri casinocular ile işbirliği ve iş yaparım ama hiçbir oyundan anlamam. Sanırım şansını denemek isteyenler bunun yolunu kolayca bulabiliyorlar. Futboldan, köpek veya at yarışlarına; sinek vızıltısından, yoldan geçen arabaların plakalarına kadar pek çok konuyu bahis veya kumar konusu yapabiliyorlar. Şansları bol olsun!
Ülkemizdeki casinolara KKTC yurttaşlarının girebilmesine konan yasağın kaldırılması düşüncesi, yıllardan beri ortada dolaşıp durmaktadır. Bunun tek nedeni, casinolara girişin fiilen engellenememesi değildir. Bunun bir diğer nedeni, şans oyunlarının hem illegal olarak kahvehane, kulüp ve hatta evlerde oynanabileceği; hem de yasal bet yapmanın veya çeşitli internet sitelerinin sanal olarak sundukları oyun olanaklarına erişim kolaylaşmış olmasıdır. Üstelik, canlı veya makinelerde oynama olanağı Güney Kıbrıs’a da gelmiş bulunmaktadır. 
Kumar oynamanın belki de bizim henüz farkında olmadığımız daha pek çok yolu da vardır. Bu durumda bizim yasakladığımız şey, kumar oynanması değil “bazı casinolara girilmesi” olmaktadır. 
Aslında casinolara giriş yasağı, kumar oynamayı engelleyememiştir; bundan sonra da engelleyemeyecektir.
Bu “yasak” yasal geçerliliğini koruduğu sürece bazı kişiler sürekli olarak suç işlemiş olacaklardır. Bazıları yakalanacak; bazı yakalanmayacaktır. İstenen yakalanacak; istenmeyen yakalanmayacak! Polis bazen operasyon yapacak; bazen yapmayacaktır. 
Bu yasak geçerli olduğu sürece, bazı gelirler “yasadışı” sayılacak; hatta ve hatta “suç geliri” olarak uluslararası raporlara işlenecek ve Kuzey Kıbrıs “suç gelirlerinin aklandığı bir bölge” olarak damgalanmış olacaktır. 
Casinolara izinsiz giren herkesi yakalamaya ve işletmeleri kapatmaya kalkarsanız da kendi elinizle daha büyük bir kaosa yol açacaksınız.
“Kendi ayağınıza kurşun sıkmak” veya “bile bile lades olmak” gibi deyimler galiba tam da bunun için söylenmiştir. 
Biliyorum ki biz, hem ağlayan, hem de giden takımındanız ama artık oyunun sonuna geldik. Bugünkü karmaşadan kurtulmak için cesaret sahibi olmak ve KKTC yurttaşlarının casinolara girişini kurallara bağlayıp serbest bırakmak zorundayız.


Ülkemizde önemli bir ekonomik aktivite sağlayan şans oyunları sektörü “KKTC yurttaşlarını kumardan korumak” gibi kimsenin üstüne vazife olmayan ve asla başarılamayacak bir amaçla sürekli bir belirsizlik ve hatta tehdit altında tutuluyor…