İç ve dış siyaset açısından çok zor günler yaşıyoruz. Türkiye, Kuzey Suriye'ye dönük askeri hareketi terör zeminini ortadan kaldırmak gerekçesi ile gerçekleştirdi. Bu bir savaştır. Her savaşın; siyasi, insani ve ekonomik sıkıntıları vardır.
Bu konu daha şimdiden Türkiye’nin Avrupa, Arap Dünyası ve ABD ile ilişkilerinde sıkıntıları artırdı. Rusya ve İran’la ilişkiler onlar kadar sıkıntılı olmasa dahi gölgesizdir diyemeyiz.
Böyle şartlarda zaten ciddi zorluklar olan ekonomide, yeni sorunların olacağı aşikârdır. Nitekim bizde ve Türkiye’de döviz tırmanışa geçti. Bunun enflasyonist baskıyı artıracağı aşikârdır.
Bu şartlarda KKTC Meclisi 15 gün sonra 2020 bütçesini ele alacak. Böyle bir ortamda Türkiye’nin ekonomik yaşamımıza vereceği destek ve onun zamanı, ister istemez fululaşacaktır.
Zira hem savaşın bir ekonomik yükü olacaktır. Hem de Türkiye’nin terörü etkisiz kılmak amacı taşıyan askeri hareketi sonrasında, siyasi olarak gündeme getirdiği Güvenli Bölge oluşturma hedefi var. Bu Güvenli Bölge için 1 milyon insan için istenen kaynağın 26 milyar dolar olduğu söylendi.
Yani Türkiye devlet ve hükümet yetkililerinin önceliği, bunlar ve kendi insanın ekonomik refahı olacaktır.
Dolayısı ile artık her şeyi Türkiye’den beklemek kolaycılığı mümkün olmayacaktır. Bundan ötürü Kıbrıs Türk toplumu emek ve sermaye güçleri ile sağ sol siyasi akımları “lay lay lomu" bir yere bırakıp, kendi ekonomik programımızı ele almak zorundadırlar. Bütçe Mecliste ele alınırken artık akıllarda bu yer etmelidir.
Ayrıca Suriye konusunda ve bu zor zamanda Türkiye’ye destek olmak ve kendi haklarımızı da geliştirmek istersek, kaçınılmaz olarak Doğu Akdeniz ile Kıbrıs sorununa önem vermek gerekir.
Hele BM'nin 3’lü ve 5’li zirveleri hazırlığı içine girdiği bu aşamada, biz, iç kutuplaşmaya asla girmemeliyiz. Bunun yanı sıra Türkiye ile gerginliğe değil ortak payda aramaya önem vermeliyiz.
Bunun için herkesten daha fazla olarak BM parametrelerine dayalı bir zemini halkımız içinde cepheleştirmeden ve Türkiye ile ortak paydaları da yakalayarak ele almalıyız.
Aksi, Suriye meselesinde Türkiye etrafında oluşturulmak istenen yalnızlaştırma siyasetine güç katılır. Kaç cephede döğüşülecek? Kısacası Doğu Akdeniz ve Kıbrıs sorununda BM zeminine dayalı süreçleri öncelikli olarak ele almalıyız. Ekonomik olarak ve Kıbrıs sorunu konusunda toplum içinde ortak paydaları zenginleştirmek ve Türkiye ile hem bu konuda hem de Kıbrıs sorunu konusunda ortak paydaları ilerletmek gerekir.
Bu zor zamanda bir de duygular ve siyasi bağnazlıkla BM zeminlerini ve parametrelerini yok sayan adımlar öne çıkarsa bunun sıkıntılarını kısa ve orta vadede her açıdan misli ile yaşayacağız. Zaman cepheleşme ile ortak paydaları zedeleme zamanı değildir. Aksine artırmak için elden geleni yapma zamanıdır.
Zaman cepheleşme zamanı değildir
Paylaş