Merkez Bankası Bültenlerinde; Bankalardaki mevduat, kredi verilerini yansıtırken, “Yabancı Para” ifadesi yerine, YP kısaltması kullanılır. Bunu da Dolar, Euro veya Sterling bazında yansıtmaz. Tümünü ortak değer haline getirip YP; yani “Yabancı Para” diye ifade ederler. “Yerli ve Milliyiz” ya, bu nedenle döviz kavramından da vazgeçtik ve “Yabancı Para” diye ifade ediyoruz. Ama ne ilginçtir “Yerli ve Milli” söyleminin doruğa çıktığı ve her Cuma; CB Sayın Tatar ile UBP yetkililerinin “Hayırlı Cumalar” diye mesaj atıp, Cuma Namazı kıldıkları Caminin avlusundan, namaz sonrası foto paylaştıkları bu dönemde, çok ilginç veriler yayınlıyor KKTC Merkez Bankası…
“Yerli ve Milli” söyleminin arttığı bu dönemde, KKTC Merkez Bankası verilerine göre, Bankalarımızda bulunan milyarlarca liralık mevduatın ancak % 35’i TL. Gerisi “Yabancı Para”. Kredilerde ise ortalama %56’sı “Yabancı Para”; gerisi TL. Yani ekonominin en önemli alanında “egemenlikte“; “Yerli ve Milli” olan değer hakim değil. “Egemenlik” Yabancı Parada. Geçen yılın Haziran ayına göre, Merkez Bankası verileri, “Yabancı Para” cinsinden kredilerde bu kur felaketine karşın %8 artış olduğunu gösteriyor.
Üstelik yalnız bununla ilgili değil gerçekler. “Yerli ve Milli” sözlerinin tavan yaptığı bu dönemde dört gözle, “Yabancı” turist bekliyoruz. Ayrıca “yabancı” ev ve arsa alıcılarına da aman daha çok gel diyoruz. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. Üstelik aman daha çok Kıbrıslı Rum Kuzeye geçsin yaygın alışveriş yapsın diye dualar ediyoruz. Daha yazabilirim. Bu ekonomideki gerçek ilişki ile siyasetteki yapay milliyetçiliğin uyumsuzluğunun göstergesidir.
Bir yandan AB, ABD, İsrail, Kıbrıslı Rumlar ve Arap dünyası ile Rusya’ya açıktan ve el altından düşmanlık güdeceksiniz. İç siyasette ise, oy için “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok“ sözünü tekrarlayacaksınız; ama hayatın gerçeğinde de ekonomik ilişkinizin belirleyicisi; fiyattan, satışa, mevduattan, krediye “Yabancı Para” olacak. Son zamanlarda herkeste bir söylem. “Bana cebindeki pasaportu söyle”. Bunu da “Yerli ve Milli” söylemini hamasetle yapan “KKTC Yerlisi ve Millisi” siyasilere soruyorlar. Pasaport soruluyor ya ama bu “yerli ve millilere” bankada mevduatın “yerli ve milli para ile mi ?” diye sormuyorlar… Eminim bu “yerli ve millilerin” mevduatlarının ve pasaport sorusunu soranların önemli bir kısmının birikimleri, “Yabancı Para“ ile. Üstelik bizdekilerin bu birikimleri de Dolar veya Euro da değildir. Klasik olandandır. Sterlingdir. “Kraliçe”…
Bu para, “yerli ve milliliği”; 1974 sonrası, dönemin Türkiye Maliye Bakanı Sayın Ziya Müezzinoğlu’nun bankalardaki Kıbrıs Lirasına el koyup, onun değerini 1 KL eşittir 36 TL demesi ile başladı. Bu kararla halkın birikimleri erirken, bazıları o dönem ve sonrasında piyasada 1 KL’nin, 200 TL’ den işlem görmesine kadar giden süreçte halkın parasından para kazandı. Kaç insan bir anda birikimlerinin çarçur olması ile perişan oldu. Marazdan kahroldu gitti. Peki bu adım ne için atılmıştı? Güya Kıbrıs Lirasını sileceklerdi. Ne oldu? Onlar Euro bölgesine girdiler, biz kur ve para krizleri ile uğraşıyoruz. Ağzımızdan hamaset ile birlikte “Yerli ve Milli” sözleri dökülüyor, ama yaşamın her alanının ölçüsü ve değeri de “Yabancı Para” dediklerimizle oluyor. Yani söz ile gerçek arasında ciddi bir fark var.
Bu nedenle artık ekonomi ile dış siyasetin ve demokrasinin ahengi ile hukuk devleti ilkelerine uyumun esas olduğunu anlamak gerekir. “Yerli ve Milli” gelişme; dünya ve bölge ile barış ve dostluk; içte ise demokrasi ve hukuk devletinden uyumdan geçer.
Yerli ve Milli ile Yabancı
Paylaş