Covid-19 pandemisi ile ilgili gelişmeler çok yönlü devam ediyor. Kısıtlamaların kısmi olarak kaldırılması gerçekleşti. Bu adımla kısıtlama kapsamından çıkartılan sektörlerde durum nedir? Covid-19 pandemisi ortaya çıkıp, iş yerleri kapanmadan önceki talep benzeri ile mi karşı karşıya kalındı? Yoksa kapanmanın öncesinden daha mı kötü?
Bu gerçekten önemlidir. Bu bakımdan devletin ilgili sivil toplum örgütlerinin ve araştırmacıların bu konuyu incelemesi ve verileri toplumla paylaşması gerekir. Çünkü düşünceye ihtiyaç var.
Peki düşünce nedir? Beynin üretimidir. Bu üretim için bilgi, veri gerekir. Ancak bizde veri sorundur. Bu yüzden düşünceler, veri noksanlığı ile gelişigüzel tartışılmakta ve bu da maalesef saman alevi gibi olmaktadır. Bu ise, güncel siyasi hedefler için dar ve kısır bir tartışmaya konu olmaktadır. Ya da kısa vadeli sonuç elde etmenin darlığı içinde boğulmaktadır.
Dolayısı ile kısıtlamaların kaldırıldığı sektörlerdeki hareketliliğin, veri ile ölçülmesi, yalnız bugünü anlamak bakımından değil, geleceği öngörmek bakımından da önemlidir. Benim kendi tespitlerim ve gözlemlerim; çarşı ve pazarda hareketliliğin iyi olmadığıdır. Covid-19 öncesinde zaten kendini gösteren daralmanın, çok daha fazla olarak yaşandığı yönündedir.
Ama bu benim gözlemimdir. Üstelik sektörlerde de kısmi farklılıklar vardır. Kimisi çok kötü, kimisi çok kötünün biraz iyisi. Bu nedenle konuyu, devletin ilgili birimleri; iş ve emek dünyasının sivil toplum örgütlerince birlikte incelemeli, veriler paylaşılmalıdır.
Başbakan Sayın Tatar, “Rakamlara baktığımda durum iyi” dedi. Ancak Maliye Bakanı Sayın Amcaoğlu ise “Durum iyi değil” dedi. Her ikisinin de baktığı rakamlar bütçe rakamlarıdır. Ama bütçeyi ana omurga olarak belirleyen ise ülkedeki ekonomik aktivitelerin toplamıdır.
Yani bu; Tüketim+ Yatırım+ Devlet Harcamaları+ İhracat- İthalatın toplamının yol açtığı Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın bizzat kendisidir. Buna sermayenin amortismanı dahil olduğu için Gayri Safidir. Bu çıkarıldığı zaman Safi Yurt içi hasıla belli olur. Buna sübvansiyonları ekleyip, dolaylı vergileri çıkardığınızda da net yurt içi geliri elde edersiniz. Ülkeye giren, dünyadan elde edilen net gelir ilave edildiğinde, toplam milli geliriniz ortaya çıkar. Ama veri özürlü yapımızda, hala 2018 ve 2019 kesin GSYİH verileri elimizde yok. Peki şimdi 2020’de durum ne? Resmi tahmin dahi yok. Ne deniyor? Normalizasyona girdik. Normal; verilere önem vermemek mi? Yani anormale dönmek meziyet mi?
Zaten, pandemi ortaya çıkmadan; ithalat ve ihracatta önemli gerilemelerin ve kamu ile özel sektördeki yatırımların düştüğü, tüketimde ciddi gerilemeleri yaşadığımız bir gerçekti. Bunun pandemi sonrası çok ileri gittiği ise gerçektir. O zaman devlet bütçesinin sıkıntı yaşayacağı çok nettir.
Bu yüzden vatandaşa moral vermek adına, Sayın Başbakanın bu gerçekleri göz ardı ederek “Rakamlara baktım iyidir” gerçeklerden uzak ifadesi; bırakın moral vermeyi, yurttaş indinde güvensizlik yaratır. Halbuki turizm, eğitim, Güneyden gelişlerin, inşaat sektörünün durması, vatandaşın gelir kaybı, döviz krizinin bunların üzerine gelmesi gibi çok yönlü faktörlerin GSYİH gerilettiği çok nettir. Bu nedenle bizim, doğru veriye, bilgiye ve bunun beslediği yaratıcı bir düşünce ve fikir tartışmasına ihtiyacımız var. Temelsiz ve verisiz her tartışma; hele siyasi amaç için moral vermek veya moral bozmak amacı ile yapılan ve esası gizleyen her konuşma, düşünce dünyamızı çölleştirir. Bunun için verileri en erken bir zamanda açık olarak topluma vermek gerekir. Evet, ilk buradan başlayın, açılan sektörlerde durum ne? Bunu ele almak ciddi bir başlangıç için gereklidir.
Veri, açılım ve anormal, normal mi?
Paylaş
mehmet ilker 5 Yıl Önce
Adayi böldurduk ama bu adaya hala akli basinda sahip olamadik Övey evlat olsuk Sut sagalim derken inegi ölurduk