Diyalog Gazetesi
2018-10-31 10:18:38

Üretimin lokomotifi pazarlamadır

Dr. Orhan AYDENİZ

31 Ekim 2018, 10:18

Kıbrıs Türk halkı olarak en büyük hatamız, geçmişi kolay unutmamız, deneyimlilerin görüşlerine önem verilmemesi, deneyimlerden ders almamamızdır. 
Bu hatamız nedeniyle de hem ekonomik, hem de siyasi bakımdan gereksiz yere mağdur oluyoruz.
Halen bazı kişiler geçmişte yaşananları bilmeden, öğrenmek zahmetinde bulunmadan içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan, sadece üretim ile kurtulabileceğimizi ileri sürmektedir.
Oysa geçmişte yaşanan deneyimler, pazarlama olanakları yaratılmadan üretim yapılmasının ülkeye hiçbir yararı olamayacağını, aksine kaynak kaybına sebep olacağını gösterir.
1974’den sonra turunçgil alanımız yaklaşık 180 bin dönüm ve üretim de, 150 bin ton dolayındaydı. Asil Nadir’in ihracatçı olduğu dönemde, üretici ürününden iyi gelir elde ederdi;
Yeni İskele’den başlayarak tüm Karpaz köylerinde puroluk tütün üretilir ve tütsülenip kurutularak ihracat için hazırlanırdı;
Akdoğan, Türkmenköy ve Beyarmudu bölgelerinde ihracata dönük erkenci havuç üretimi yapılırdı; 
1980’li yıllarda Başta Mehmetçik olmak üzere Karpaz ve Pınarbaşı bölgelerinde yaklaşık 10 bin dönüm bağ vardı ve uçakla Avrupa’ya erkenci sultani ihraç edilirdi;
Yakın geçmişte harup, ülkemizin kara altını olarak tanımlanırdı ve ürün ihraç edilip üretici kazanç elde ettiği için, ağaçlarının bakımını yapardı;
1980’li yıllarda, tarım bakanlığının teşviki ile bazı üreticilerin ihracata dönük karanfil üreticiliğine yönelmesi sağlanmıştı. Fakat ürünün pazarlanmasındaki başarısızlık sonucu üretimden vazgeçildi.
Özetle, elde edilen ürünlerin pazarlanamaması sonucu, ihracata dönük tütün ve havuç üretimi yapılmıyor. 
Ayrıca üreticilerin kazanç elde etmemesi nedeniyle turunçgil üretimi de yıldan yıla azalmaktadır. 
Ürettiğimiz ürünlerin ulaşım ve ticari ambargolar nedeniyle pazarlanamaması sonucu üretimden vazgeçildi.
Kısaca belirtmek gerekirse üretimden koparılmamızın sorumluları:
Bize ambargo uygulanmasını sağlayan Rum yönetimi;
2004 referandumundan sonra Annan’ın ambargoların kaldırılmasına uymayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi;
KKTC’ye ambargo uygulayan Avrupa Birliğidir. 
Sonuç olarak şimdi geçmişte yaşanan deneyimi ve üretimden koparılmamızın gerçek nedenlerini dikkate almadan üretimi teşvik etmenin halkımıza hiçbir yararı olamayacaktır.
Mevcut koşullarda kısa vadede üretimin önünün açılabilmesi için, tek seçenek anavatan ile ticari entegrasyon anlaşması yapılmasıdır.
Ambargonun etkilerinin hafifletilmesi için ürünlerimizin anavatanda ve anavatandaki tüccarlar aracılığı ile yapılması sağlanmalı. KKTC ile anavatan arasında hava ve deniz ulaşımında, iç hat fiyatlandırılması yapılması sağlanmalı.
Ayrıca, hiçbir suçumuz olmamasına rağmen, ambargolarla cezalandırılmamız karşısında yöneticilerimiz sessiz ve tepkisiz kalmamalı.
Sonuç, üretim için önce elde edilecek ürünlerin pazarlanma olanağının sağlanması kaçınılmazdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.