1960-63 KC bir nevi federasyondu. Başarılı olamadı. Türkler ortaklıktan atıldı, katledildi ve ortak yönetim bozuldu;
Yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde, Türk tarafının kabul ettiği ölümcül ödünlere rağmen federal çözümde anlaşma sağlanamadı;
Rumların müzakerelerdeki talepleri, kendilerinin egemen ve söz sahibi olacağı bir yönetime Türkleri ayrıcalıklı bir azınlık olarak yamalamak istedikleri anlaşıldı.
Rum ve Yunanistan, Megalo İdea ve ENOSİS hayalinden vazgeçmedi;
Rum yönetiminin aldığı ENOSİS kararı iptal edilmedi.
Zaman zaman Rum yetkililer, ENOSİS’ amaçlarına ulaşmada sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri için Federasyonu savunduklarını açıklamaktadırlar.
BMGK daimi üyeleri, AB ve emperyalist devletler, her koşulda Rum ve Yunanistan’ı desteklemektedir.
Batılı emperyalistler ile onların güdümündeki BM ve AB’nin, pervasızca Filistinlileri katleden İsrail’i koruyup silahlandırması, demokrasi, özgürlük, insanlık söylemlerinde samimi, yansız ve dürüst olmadıklarını göstermektedir.
Emperyalistlerin 1963’te ortaklık yönetimine silah zoru ile el koyan Rumları yasal Kıbrıs Cumhuriyeti kabul etmesi ve yönetimden dışlanarak mağdur olan Türk halkını ambargolarla cezalandırması, olayları kendi ulusal çıkarlarına göre değerlendirdiklerini, uluslararası anlaşmalara ve hukuka saygılı olmadıklarını kanıtlamıştır;
AB’nin 2004 ‘de Annan Planını reddeden Rumları, kendi ilkelerine ters düşmesine rağmen siyasi nedenlerle üye yapması ve Türkleri ambargolarla cezalandırması, demokrasi ve özgürlük söylemlerinde samimi olmadıklarını ve onlara güvenemeyeceğimizi göstermektedir;
Kıbrıs’ın Türkiye’den koparıldığı 1878-1974 arasındaki dönemde, Rumlar aralıklarla Türklere saldırmışlar ve adada kan dökmüşlerdir.
1974 Barış Harekatı ve adada TC ordusu bulunması sayesinde, ada barış ve huzura kavuştu ve toplumlar arasında herhangi bir kanlı çatışma olmadı.
İki taraf arasında gidiş gelişlerin başlamasından sonra, güneye giden Türklere defalarca saldırılmasına karşın, kuzeye gelen hiçbir Rum’a zarar verilmedi.
Güneydeki tüm siyasi partilerin ENOSİS’i desteklemesi yanında son yıllarda fanatik Türk düşmanı siyasi partilerin güç kazanmakta olduğu dikkati çekmektedir.
Emperyalistler ile onların güdümünde olduğu bilinen AB ve BM’nin amacı, Türkiye’yi Kıbrıs’tan uzaklaştırmak, doğu Akdeniz’de etkin olmamasını sağlamaktır.
Bu nedenle federasyon gibi bir ara çözümle Türk ordusunu uzaklaştırmak ve ondan sonra da ayni Girit te olduğu gibi Kıbrıs’ın da Yunanistan’a bağlamak olduğunu aklı başında herkes bilmektedir;
Yarım asır müzakerelerde sonuç alınamamasına rağmen hala daha federasyonun tek çözüm seçeneği olarak dayatılması, iyi niyetli ve mantıklı bir davranış olamaz.
Anavatanın iki devletli çözümü ve KKTC’nin tanıtılmasını gündeme taşıması, düşmanlarımızın paniğe kapılmasına sebep olmuştur.
Çünkü iki devletli çözüm, Kıbrıs meselesinin ilelebet ortadan kalkmasına, adanın bozulamayacak barış ortamına kavuşmasına, ENOSİS hayalinin gerçekleştirilememesini ve TC’nin doğu Akdeniz’den dışlanamamasını sağlayacaktır.
Son günlerde BM ve AB’nin, yeniden müzakerelere başlanmasına dönük yoğun çabalarının, iki devletli çözümüm ileriye götürülmesini engellemek amaçlı olduğu aşikârdır.
Yarım asır federasyon aldatmacası ile müzakere masasında oylanıp ambargolarla cezalandırıldık, mağdur edildik. Aynı tezgahla mağdur edilmemize boyun eğmemeliyiz.
Dünyadaki gerçeklere rağmen federasyon dayatması
Paylaş
Tamer Karadeniz 4 Ay Önce
03 Ekim 1990 yilinda Berlin Duvarinin yikilmasiyla iki ayni millet birlesti. 34 yildir dunyada baska birlesen, federasyon kuran baska bir topluluk var mi? Rumlara yamanmaya ne kadar da meraklilar.. Rumlar bile federasyon istemiyor ki.. Aptal mi onlar.. Niye KKTC'yi tum nufusuyla sirtlarinda tasisinlar ki..?