Ülkemizde tüm siyasi partilerin iktidara gelmesine rağmen, maalesef ayni popülist-partizan yönetim anlayışı devam ettirilmiştir.
1983-74 döneminde 41 yılda 28 hükümet kurulması, ülkenin başarılı yönetilememesi, mevcut sorunların sistemden kaynaklandığını gösterir.
Başkanlık sistemiyle yönetilen Kıbrıs cumhuriyetinde Müfettiş ve parlamenter sitemle yönetilen KKTC de yönetici kadrolarda görev yaptım. Müsteşar, danışman olarak devletten emekli oldum. Kişisel gözlemlerime göre:
KKTC gibi herkesin herkesi tanıdığı çok küçük bir ülkede, sorumlu siyasi makamda buluan kişilerin, ona oy verdiğini bildiği partililerin isteklerini geri çevirmesi, dost, akraba ve tanıdıklarının taleplerine olumsuz yanıt vermesi kolay değildir.
Ayrıca seçimle bakanlık makamına gelen bir kişinin, seçilmesini sağlayan partililerine ayrıcalıklı davranmaması da zordur.
Seçimlerde de halkın büyük bir kısmı, ülkeye hizmet eden veya edebilecek kapasiteye sahip kişiler yerine, kendine faydası dokunan ve yakın gördüğü kişilere oy vermektedir.
Bir de yürütmede görev yapan Bakanların, yasamada da denetleyici durumunda olması isabetli değildir.
KKTC’de bazı siyasiler, ülkemizdeki bozuk düzenin, parlamenter sitemden değil, yanlış uygulamalarından kaynaklandığını ileri sürerek başkanlık sistemine karşı çıkmaktadır Fakat sistemin siyasilerin yetkilerini kötüye ve/veya yanlış kullanmasına izin vermemesi gerekir. Hatalı uygulamalara uygun olması da, parlamenter sisteminde yetkilerin yanlış kullanılabileceğini gösteriyor.
Bugüne kadar iktidara gelen ve KKTC Meclisinde temsil edilen tüm siyasi partiler, sistemin boşluklarından yararlanarak, uygulamada hatalı davrandığına göre, istismara olanak vermeyen ABD modeli başkanlık sistemine geçmemizde yarar vardır.
Başkanlık sistemi: yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayırım ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir.
Bu tanım çerçevesinde dünyada birbirinden farklı, kendi tarihi, sosyolojik ve siyasal koşullarının ürünü olan başkanlık rejimleri mevcuttur. Bütün bu rejimlerin içinde herkes tarafından en başarılı bulunan örnek, ABD başkanlık sistemidir.(Wikipedi)
Başkan Bakanları yasama organından seçebilir. Ancak seçildikten sonra yasama organında üyeliği sona erer. Böylece hem yürütmede hem de denetimde yetkili olmuyor.
Bakanların seçimle değil de atanarak makama getirilmesi ;oy kaygısı ile hareket etmemesi, yönetimde tarafsız davranması ve popülizm yapmaması bakımından yararlıdır.
Ayrıca başkanlık sisteminde, bakanlık makamına ülkedeki değerli , başarılı ve yararlı olabilecek kişilerin atanması olanağı da vardır.
KKTC’de parlamenter sitemin sakıncalarını pratikte gören, liderimiz rahmetli R.R.Denktaş, devletin zirvesinde görev yapan Sayın Talat, Sayın S. Denktaş, Sayın H.Atun, sayın D.Eroğlu, sayın S. Siber’in de, mevcut sistemin başarılı olmadığını ve başkanlık siteminin ülkemiz için daha uygun olacağını açıklamaları, tüm siyasi yetkililer tarafından ciddi bir şekilde değerlendirilmeli.
Sosyal medya ve basındaki şikayet ve yorumlardan da anlaşılacağı gibi, halkımızın ezici çoğunluğu siyasilerden memnun değildir. Devletimizin gereken düzeyde başarılı olmadığı görüşü de bir çok kişi tarafından paylaşılmaktadır.
Son olarak devlet hastanesinde yaşanan üzücü olay, mevcut sitemin sürdürülebilir olmadığı görüşünü daha da güçlendirdi.
Kişisel görüşüme göre sistem maalesef çökmüştür. Bu nedenle Cumhurbaşkanımız, orta doğudaki kritik durumu, yönetimimizdeki sıkıntıları, bazı kişilerin ulusal davamızı pervasızca baltalamasını ve KKTC Meclis başkanının seçimindeki davranışları da dikkate alarak, devletimizin yeniden yapılandırılması için tarihi sorumluluk üstlenmeli. Bu çerçevede kurucu meclis oluşturulmasını, bugüne kadar yaşanan sorunlar ışığında yeni Anayasa hazırlanmasını ve Kıbrıs Türk devleti adıyla devletimizin ileriye taşınmasını sağlamalı.