Hasan ERÇAKICA
Besim Tibuk ile onlarca söyleşi yaptım… Hiçbiri Cem Toker ile yaptığı söyleşi kadar etkili olamadı… İyiydiler ama bu kadar iyi olamadılar… Cem Toker ile yapılan söyleşi, 24 saat içinde yüzbinlerce izleyiciye ulaştı, binlerce yorum aldı. Esas söyleşiden çıkarılan kısa kesitlerin ulaştığı izlenme sayının milyonları bulduğu paylaşımlar da var.
Bunun başlıca nedenlerinin şunlar olduğunu düşünüyorum:
1- Besim Bey uzun zamandır konuşmuyordu. Farklı gelişmeler yaşandı; bunlar hakkındaki düşünceleri merak ediliyordu. Video ortaya çıkar çıkmaz izlenme rekoru yaşandı.
2- Son günlerde yaşadıklarımız da ilgi çekicidir; farklı bakış açıları ile değerlendirilmeyi gerektiriyor. Böyle bir değerlendirmenin ortaya çıkması iyi oldu ve rağbet gördü.
Besim Bey’in küfürlü konuşması da ilgi çekmiş olabilir tabii… Ama küfür, yalnız başına bir şey ifade etmez; insanların duygularını yansıttığı zaman önem kazanır… Küfürlü konuşmalar, insanların bu konuşmalarda kendilerini bulmaları; kendileri konuşuyormuş gibi hissetmeleri bakımından değerlidir. Aslında Besim Tibuk, insanların sesi oldu! Onların yapmak istediklerini yaptı; söylemek istediklerini söyledi; onların edemediği küfürleri etti!
Söyleşinin önemli bir özelliği, temsil gücünün yüksekliği olmuşsa diğer bir özelliği de yaşananlara içerik olarak da günün ihtiyaçlarına göre çözümlemeler getirmiş olmasıdır:
1- Besin Bey’in özellikle din adamları konusunda öteden beri söyledikleri sık sık doğrulanmaktadır. Bir dönem, “inanç özgürlüğü” diyerek haklarını savunduğu insanlar, şimdi kimsenin hakkını savunmuyorlar. “Allah’ın emri” diyerek bütün hakları ve özgürlükleri adeta yok ettiler. İslam’da yasaklandı diye bildiğimiz ruhban sınıfı yarattılar. Bu sınıf hem insanları köleleştiriyor; beyinleri çalışmaz hale getiriyor hem de halkın kaynaklarını acımasızca tüketiyor.
2- Devletin her işe karışması sonuçta ekonomik sefaleti getirdi. Faizi bile kendi popülist amaçlarına göre belirleyeme kalkınca olanlar oldu! Halkı yoksullaştırdılar ve iaşeye bağımlı hale getirdiler.
Türkiye’nin pek çok sorunu zaten bu iki başlık altında toplanabilir. Besim Tibuk’un yıllar önce söyledikleri şimdi “çare” olarak görünüyorsa bunun nedeni tarihsel olarak geldiğimiz aşamadır. Bazı görüş veya tutumların, kitleler tarafından benimsenebilmesi için “tarihsel doğrulanmaya” ihtiyaçları vardır. Şimdi aslında böyle bir “doğrulanma” sürecinden geçtiğimiz de söylenebilir. Tibuk, geçmişte ifade ettiği ama pek fazla kabul görmeyen görüşlerini şimdi yeniden gündeme getiriyor; ilgi görüyor. Türk halkının bütün bu yaşananlardan ve söylenenlerden ne anladığını; bunları siyasal bir tutuma dönüştürüp dönüştüremeyeceğini göreceğiz.
Öğrencilerden çiftçilere kadar çok geniş kiteler sokaklarda ve meydanlardadır. Adeta bir “kalkışma” yaşıyoruz. Bu kalkışma halinin nereye evrileceğini hep birlikte izleyeceğiz.
Besim Tibuk’un son videosu milyonlara ulaşarak toplumsal devinime katkı sağlamış oldu. Görüşlerinin siyasi bir proje olarak sahneye çıkıp çıkamayacağını ise zaman gösterecek!
Muslihiddin 6 Gün Önce
Bu ikili neden siyasete girip yönetime talip olmuyor?