Su yönetimi kavram olarak; doğal çevrim içinde, su’yun miktar ve kalite yönünden en verimli bir şekilde ekonomik, sosyal ve doğal çevresel faydalar sistemi içinde bilinçli bir şekilde kullanılmasıdır.Bundan amaç, suyu çok amaçlı kulanırken sürekliliğini de sağlamaktır.
Ülkemizde nüfusun artmasına ve yaşam kalitesinin yükselmesine, tarım, turizmz ve endüstri gibi kesimlerin faaliyetlerinin gelişmesine paralel olarak, suya talep de sürekli olarak artıyor. Buna karşılık yaşamımızın devamı ve kalitesinin artırılması için grekli olan, ayrıca ekonomiyi doğrudan doğruya etkileyen ve başka hiç bir alternatifi bulunmayan su kaynakları, potansiyelini artıramıyoruz.Bu çerçevede su gereksinimimizi karşılarken, mevcut su kaynaklarını en uygun bir şekilde kullanmağa dikkat etmeliyiz.
Küresel iklim bozulmasından en fazla etkilenecek bölgede bulunmamız nedeniyle, su yönetimine özel önem vermek zorundayız. Çünkü bütün dünyada artan içme suyu sıkıntısı, bizi daha fazla etkileyecektir. Bütün dünyada yıldan yıla su kıtlığının artması , suyun petrol gibi değer kazanacağını , hatta petroldan bile daha değerli olabileceğini gösteriyor.
Yakın geçmişte evlerimizdeki çeşmelerden içilebilir kalitede su akmasına karşın , halen geçmişte hiç de alışkın olmadığımız bir şekilde, içme suyunu satın akmak zorunda kalıyoruz.
İlk çağlardan beri çok değerli kabul edilen, toplumlararası çatışmalara, hatta savaşlara sebep olan suyun, önümüzdeki yıllarda Rum kesimi ile ilişkilerimizde de önemli rol oynayacağı aşikardır.
Özellikle Anavatanımız, tarafından olağanüstü fedakarlıkla ülkemize getirilen suyun, iki halk arasındaki dayanışmanın dostluğun ve işbirliğinin artmasına ve yan yana barış içinde yaşamasına katkıda bulunabilecektir.
Sonuç olarak yaşanan dönemdeki koşullar ve gerçekler nedeniyle, geç kalmadan KKTC’de su konusuna daha fazla önem verilmeli ve somut adımlar atılmalı. Bu çerçevede :
İçme ve kullanma gereksinimin karşılanmasında;
Hayvanlar ve doğal yaşamın devam ettirilmesinde;
Tarımsal sulamada kullanılmasında;
Sanayi, turizm ihtiyacının karşılanmasında;
Önceliklerine göre su kaynaklarımızın, gerek günümüzde, gerekse gelecekteki paylaşım ve kullanma hakları isabetli bir şekilde belirlenmelidir.
Özellikle sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde ve su kaynaklarının; bitki örtüsü, hayvanlar gibi ekosistemin tüm elemanlarının bağlı bulundukları ortamlarda, sistemin işleyişinde istenmeyen değişiklikler yaratılmadan, en iyi şekilde gelecek nesillere devredilmesi için gereken önlemler alınmalıdır.
Şimdiden gerekli düzenlemelerin yapılmaması durumunda, Anavatanın temin ettiği suya rağmen, sorunlardan kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Hele gelen suyun tarımda bilinçsizce kullanılmaması durumunda, sulanan topraklarda drenaj sorunu ve buna bağlı olarak tuzlanma ile çevresel sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu nedenle, Anavatandan getirilen su ile sulanacak arazilerin , toprak etüt ve üretim planlaması şimdiye kadar yapılmalıydı.
Sonuç olarak Anavatandan gelen sudan beklenen yararların elde edilebilmesi için, mevcut su kaynaklarının envanteri çıkarılmalı, yeni kuyu açılmasına kesinlikle izin verilmemeli, tüm kuyulara sayaç konularak yeraltındaki kaynaklardan ( düşen yağışlarla) beslenmenin üzerinde su çekimi önlenmeli, atık sular bilinçli ve doğru bir şekilde değerlendirilmeli ve mevcut yeraltı sularının kullanım öncelikleri belirlenmeli.
Aksi halde anavatandan temin edilen suya rağmen su kıtlığı, gelecek yıllarda yaşamımızı daha da zorlaştıracaktır.
Su kaynakları yönetimine acilen el atılmalı
Paylaş