Siyasal alanda değerler, kurullar ve kurallar erozyona uğradıkça, bozulma derinleşiyor. Hele siyasal alanda; ideolojiler, düşünceler geriye doğru çekilip, bunun yerine popülist söylemler de egemen olmaya başlayınca, nitelik de azalıyor.
Siyasete nitelik geriledikçe de siyasetin sorun çözme ve geleceğe dair üretken projeler sunma olgusu da zayıflıyor. Böylece siyasi güçlerin görüş ve programlar üzerinden bir birleri ile farklılıkları tartışma zenginliği de erozyona uğruyor.
Dolayısı ile siyasal alan giderek kamu kaynaklar üzerinden nema sağlamak ve dağıtma olgusuna indirgeniyor. Geçmişte düzgün ve kurallara bağlı siyaset yapmaya gayret edenlere söylenen bir söz vardı. “Anladık yemezsiniz ama hiç olmazsa yedirin”. Bunun anlamı açıktı, hiç olmazsa kamu kaynaklarını dağıtın.
Evet, geçmişte hiç mi hatalı iş yoktu? Elbette ki vardı. Geçmişte kamu kaynakları ve imkânları üzerinden taraftar toplamak veya bunları öncelikle partizan maksatlarla değerlendirmek yok muydu? Elbette ki vardı. Ancak bu olaylar bugün olduğu gibi pervasızca yapılmaz ve yapanlarda buna bir kılıf uydurmaya gayret ederdi. Şimdi işler o denli ifrata vardı ki bu işler artık aleni olarak, biat etmek ve etmeyenin de vefasızlığı olarak siyasi mücadelenin unsuru yapıldı.
Düşünün ki Kurultayı ertelenen YDP’nin Başkanı, kendisine Kurultayda rakip olan adayı ; “ benim kontenjanımdan devlete işe giren insandan kendisine destek istiyor” diye kamuoyu önünde eleştirdi.. Onun eleştirdiği ve rakip adayı destekleyen kişi de ona yanıt olarak, “ o kontenjan kendisinin değil partinindir” dedi.
Siyasi alanın tartışma odağına taşınan bu konu, her yurttaşın yasalar ve devlet indinde eşit olduğu ifade edilen Anayasal düzenin unsuru olan, çok partili siyasi alanın aktörleri arasındaki güç yarışının içinde ifade ediliyor. Yani değerlere sözde olsa bile bağlılık yok. Bu ise olağan hal gibi ele alınıyor. O zaman sahte diploma, kamu kurumlarının Sayıştay tarafından denetimlerinin sağlıklı yapılmadığı veya ekonomik ve sosyal yaşam için verilerin kamuya ve halka sağlıklı ve kesintisiz sunulmaması ve pek çok olumsuzluk, artık olağan bir hale dönmez mi? Evet bu olgular bize tek bir gerçeğin önemini göstermektedir.
Sağcı, Solcu veya liberal olmak önemlidir. Ama bunlar kadar önemli olan bir diğer değerin ve ortak paydanın da demokratik hukuk devleti değerleri olduğu gerçeğidir. Siyaset; Kamu Kaynakları üzerinden siyasi güç devşirmek için değil; aksine, kamu kaynaklarını adaletli olarak, ekonomik akılla yoğurarak nasıl büyütebiliriz ve bunları açık, şeffaf ve hukuki eşitlik, sosyal adalet temelinde verimli ve sağlıklı olarak toplum ve insan için nasıl değerlendirmeliyiz, konusunu odağına almalıdır. Yurttaşta, siyasi güçlerin buna odaklanmasının teşvikçisi olmalıdır.. Bu olmazsa, siyasal alandaki bozulma daha da artacaktır.
Siyasetin değeri
Paylaş
Turkish Power 10 Ay Önce
Ah hocam ah nerde sizin zamaninizdaki siyasetciler ah ah