Yeni kurulan UBP-HP hükümeti kendi kendini daha işin basında gereksiz tartışmaların içine soktu. Gerek Sayın Tatar'ın, gerekse Sayın Arıklı’nın 4’lü koalisyonun yıkılışını ve bu hükümetin kuruluşunu Türkiye’ye bağlayan açıklamaları, hükümetin ayağına kurşun sıkmak oldu.
Bu ayrı bir mesele. Ancak ekonomik sorunları çözmek gibi büyük bir iddia ortaya koyan UBP- HP Hükümeti daha işin başında bu hedefe hiç uygun olmayan iki ana yanlış yaptı.
Biri Hükümetin kuruluşu ile ilgili iki parti arasındaki protokolde yapılanmaya dönük ilkesel hatadır. Diğeri ise Sayın Tatar'ın ifadesi ile aralarında görüş ayrılığı olmayan Sayın Özersay’ın, Sputnik’e verdiği röportajda ekonomik gerçeklere ters, siyasi, ideolojik yaklaşımla yüklü vahim söylemdir.
Önce yapısal hatadan başlayalım.
Bütçe Dairesini Başbakanlığa bağlayan uygulama. Bütçe Dairesini Maliye Bakanlığından alınıp, Başbakanlığa bağlanmasının gerekçesi ekonomi ve devletin daha iyi yönetilmesi ile hiç ilgisi yok.
Bunun gerekçesi tamamen partisel çıkar. Çünkü Sayın Özersay bunu, HP'li Bakanların istediği katkıyı geçen dönemde Maliye Bakanlığından alamadığı, bu nedenle Bütçe Dairesini Başbakanlığa bağlayarak, kaynak aktarımı konusunu Başbakanla kendisinin istişare ederek yapacağını söyledi.
Kısacası bu adımın gerekçesi tamamen partisel çıkar. Yani yemin billah partisel çıkar içinde olmayacaklarını söyleyenler siyasi çıkar için devletin ve ekonominin bütünlüğünü göz ardı etti.
Halbuki, 1987 Bütçe Dairesi Yasası okunursa, bu Dairenin amaç ve görevlerinin baştan aşağıya Devletin gelir ve giderlerini, ayni zamanda diğer kamu kuruluşlarının Bütçelerini düzenlemek olduğunu görür. Bu görevi Maliye Bakanlığı bünyesinde Vergi, Gümrük, Emlak , Para ve Kambiyo Daireleri ile bütünlük içinde yürütür. Bakan siyasi, Müsteşar Bürokratik ortak organizatördür.
Şimdi bu Daireyi, Maliye Bakanlığı Bütünlüğünden alıp, Başbakanlığa, HP'li Bakanlıkların kaynak ihtiyacı için bağlamak; ekonomi ve Maliye politikalarının bütünlüğünü doğrudan sarsar.
Üstelik 1999 Bütçe Hazırlığı Yasası bu Daireye Bütçe hazırlanması ile ilgili düzenlemeleri kapsarken bu yasanın 14. Maddesi net bir kural kor. Bütçe yılı içinde eğer yeni bir hükümet oluşur ve o Bütçe yılı içinde yer alan daireler; başka Bakanlığa bağlanırsa, Bütçe Dairesinin kaynak aktarımı için kararının yeterli olmayacağını ve aktarımın Bakanlar Kurulu Kararı ile olmasını öngörür. E şimdi ne olacak? 2019 Bütçesinde Maliye Bakanlığına bağlı olan Bütçe Dairesi, şimdi Başbakanlığa bağlandığı için her kararı ve aktarımı Bakanlar Kuruluna mı gidecek? Hızlı kararlar alınması gereken bu zamanda küçük siyasi çıkarlar için bu adımı atanlar, hangi büyük işi çözecek?
Turizmde Bindiğimiz Dala Balta!
Sayın Özersay, Sputnik'e verdiği demeçte şöyle dedi. “ 21. yüzyılda çatışmanın kendisinden çok daha önemli unsur, çatışma riskidir. Çünkü bu bölgenin en önemli gelirlerinden biri turizmdir. Bu bölgede çatışma ihtimalinin gündeme gelmesi bu gelire zarar verir. Kıbrıs Rum tarafı bu riski alabilir mi? “
Sayın Özersay bunu Güneye dönük soruyor. Peki UBP-HP hükümeti ve Kuzeyin tüm turizmcileri ve her kesimden iş insanı, esnaf ve emekçiler de ayni soruyu kendilerine sormaz mı?
Ne yani, bu “ çatışma ihtimalinin gündeme gelmesi “ Kuzeyin Turizmini hiç mi etkilemeyecek?
Sıkıntılı bir dönem içine giren turizm sektörüne, sorunları çözeceğiz diye umutlar veren bu iktidar sahipleri, gerilim ve çatışma riski üzerinden Güneyi Turizm geliri ile tehdit ederken, kendi belimize de balta vurduğumuzu da mı düşünmez? Bu ayni zamanda Türkiye ve Yunanistan’a da darbedir.
Bir kere Dış Politikada sert söylemin, döviz kuru üzerinde bu denli etkili olduğu, ABD Başkanı Tramp'ın bir twitinin ekonomiyi alt üst ettiği bir zamanda; barış, güvenlik, demokrasi ve huzurun beslediği iki ana sektörümüz olan, eğitim ve turizmi siyasi gerginlik ve çatışma odağına koyup, bunun üzerinden siyasi tehditlerle yol almak, tam bir felakettir. Bindiğimiz dala balta savurmaktır.
Evet işe yeni başlayana yüklenmek doğru değildir. Ama işin başında yapılan ilkesel hatalara değinmezseniz, bunların vahim hatalara dönmesine sizde sebep olursunuz.
Sayın Tatar ve Sayın Özersay’a Seslenmek
Paylaş