Sayın Tatar, toplum asimile olamaz

Cumhurbaşkanı Sayın Tatar, Kıbrıs’ta Federal çözüme karşı olabilir. Bu onun hakkıdır. Ama bu ona, Kıbrıs Türk Toplumunu aşağılama imkanı veremez. Niçin mi? Çünkü “Federal çözüm, Kıbrıslı Türkleri asimile eder” dedi. Bu ifade, böylesi bir çözüm için 24 Nisan 2004 Referandumunda Evet diyerek, iradesini ifade eden topluma dönük bir hakarettir. Üstelik bu tanımlama, toplumun dününe, bugününe ve yarınına dönük hakarettir. 
Osmanlı İmparatorluğu, 4 Haziran 1878’de adayı İngiltere’ye kiraladı. Bundan kiralanma olduktan sonra haberi olan Kıbrıslı Türkler, olayı şaşkınlıkla karşıladı. Yani Kıbrıslı Türkler, bir anda, “hakim-i millet tebaası” olmaktan çıkıp, “koloni tebaası” haline dönüverdi. Bu halde bile bu toplum, kendi dini, ulusal ve kültürel değerlerini; o dönemin en büyük “emperyal” gücünün sömürgesi olmasına karşın, “Asimile” olmadan, koruma becerisini gösterdi. Üstelik o sömürge yönetimi, ilk yıllarından başlayarak toplumu, “Kıbrıs, Müslüman Azınlığı” olarak tanımlamaya başladı. Buna karşın, Müslüman dini kimliği yanı sıra; toplum, kendini Kıbrıs Türkü diye tanımlamaktan hiç geri kalmadı. 
Üstelik; Osmanlı hakimiyetinden çıkıp, İngiliz Sömürge “tebaası” olmasına karşın, Osmanlı’daki tüm gelişmeleri takip etti. Düşünün ki; 1908 yılından itibaren, İngiliz İdaresi altında olmasına karşın, adanın tüm kentlerinde İttihat ve Terakki cemiyetleri kuruldu. Birinci Dünya savaşında İngiltere ile Osmanlı’nın düşman olarak savaşmalarına karşın, toplumsal varlığını ve kimliğini korumayı başardı. Beni en fazla etkileyen makale, 1. Dünya savaşı sonrasında, Osmanlı’nın işgali ve Anadolu’nun Sever Antlaşması ile galiplerce paylaşılması üzerine; o dönemde, Kıbrıs’ta yayınlanan Türkçe gazetede çıkan ve Rahmetli Sayın Harit Fedai’nin, yeni Türkçeye çevirip, Kıbrıs Gazetesinde yayınladığı makale oldu. Bu makalede topluma, moralini bozmaması; er geç Anadolu’da bir hareket gelişeceğini. Bu nedenle toplumun kimliğini yalnız korumasını değil, aynı zamanda gelişme için çalışmaya devam etme mesajı veriliyordu. Bu toplum, Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşını da yakından takip etti. Cumhuriyet ilanını, Atatürk’ün devrimlerini, İngiliz Sömürge Yönetimine karşın, gönüllü olarak içselleştirdi ve uyguladı. 
Sayın Tatar, 1925 – 40 yılları arasında, adanın tüm yörelerinde yapılan evlilik törenlerinden, günümüze kadar gelen fotoğraflara baksın. Gelin ve Damat’ın çiçeklerle bezenmiş ve ortasında Türk Bayrakları ve Atatürk resimleri olan takların altında tebrik kabul ettiklerini görsün. Rahmetli Necati Özkan’ın çabalarını okusun. İngiliz Sömürge Yönetimi altında, EOKA, ENOSİS haykırışları gökyüzüne çıkarken Rahmetli Dr. Fazıl Küçük’ün, kendine has üslupla ifade ettiği “Gıbrıs Türkü” sözleri, hala kulaklardadır…
Yani Sayın Tatar, en olumsuz koşullarda bu toplumu kimse asimile edemedi. Federal Çözümde, Kuzeydeki Kıbrıs Türk Devleti çatısı altında limanları, uçak alanları, mahkemeleri, polisi, güvenlik birimleri, Meclisi, Hükümeti ve Devlet Başkanı olan; üstelik Federal Devlette her alanda siyasi eşitliği olacak olan bu toplumu, hangi güç asilime edebilir? Her alanında eğitimli on binlerce genci, yaşlısı olan, onlarca üniversitesi ve yaşamın her alanında nitelikli insanı; ciddi, büyük, küçük, özel, kamu ekonomik kurumları olan toplumu, kim asimile edebilir? 
Evet Sayın Tatar, Federal Çözüme karşı olabilirsin. Ama onurlu geçmişine ve günümüzdeki nitelikli varlığına dayanarak; geleceğe, özgür, demokratik, laik temelde, barış içinde yürüme kararlılığı olan Kuzey Kıbrıs’taki Türk toplumunu; “Asimile” olabilecek, “güruh” gibi lanse edemezsin.