Sağlıklı bir çevre için ağaç varlığımızı artırmalıyız
Geçmişten günümüze ülkemizde benimsenen basiretsiz, plansız, popülizme ve umursamazlığa dayalı hatalı yönetim anlayışı sonucu, doğaya ve doğal varlıklara önemli derecede tahribat yapılmıştır.
Özellikle plansız, hızlı ve başıbozuk yapılaşma sonucu, makilikler, harup- zeytin plantasyonları, ormanlarımız, dere yatakları, yer altı su havzaları, tarım arazileri, akiferler, Beşparmak dağları, kırsal alanlardaki görüntü, sahillerimiz, ülkemize özgü endemik bitkiler, yaban hayatın yaşam alanları, birçok yerel bitki ve canlılar büyük çapta zarara uğratılmış ve sonuçta doğal denge, tehlikeli boyutlarda bozulmuştur.
Doğaya yapılan en küçük bir zarara karşılık, insanların çok ağır bedel ödemek zorunda kaldığı, yaşanan dönemde tüm dünyada karşılaşılan sel ve fırtına gibi felaketler ve sorunlar ile açıkça anlaşılmıştır.
Bu nedenle artık KKTC’de, doğanın korunmasına büyük duyarlılık göstermemiz ve bozulan doğanın yeniden onarılması için çok köklü ve ciddi önlemler alınmamız kaçınılmazdır. Yalnız ülkemizde denetin ve gözetim hizmetine gereken düzeyde önem verilmemesi ve bunun sonucu olarak yasaların uygulanmasındaki umursamazlık nedeniyle, genellikle yeni ağaçlandırma faaliyetlerinin başarılı olmadığı inkâr edilemeyen bir gerçektir. Bu tüm hizmetlerde olduğu gibi doğanın ve ağaçların korunmasında da mutlaka ilgili devlet görevlilerinin artık ofisten dışarıda gözetim ve denetim hizmeti yapması sağlanmalıdır.
Doğaya yapılan zararın düzeltilmesi ve daha sağlıklı, daha güvenli, daha güzel ve sürdürülebilir bir doğaya sahip olabilmemiz için en etkin ve öncelikli uygulama öncelikle ağaç varlığımızın yeterli düzeye çıkarılmasıdır. Bu çerçevede bozuk durumda bulunan yaklaşık 40,000 hektar orman alanının yeni ve hızlandırılmış dikim programları ile verimli hale getirilmesi ve halen tümü 66,000 hektar dolayında olan orman alanımızın, bilimsel kriterlerde öngörüldüğü gibi ülke yüz ölçümünün % 30 oranına çıkarılması için 34,000 hektarlık bir ek alanın da ormanlaştırılması ile 100,000 hektara yükseltilmesi gerekir.
Bunun yanında, şehirlerimizde insan sağlığını tehdit eden kavurucu yaz sıcaklarından yayaların korunması için, tüm kaldırımlara bol gölge veren boylu ağaçlar dikilmeli; yaz aylarında kavurucu sıcaklar nedeniyle, klimasız araçlarla seyahat edilmesi çok rahatsız edici olan şehirlerarasındaki yollar ve Beşparmaklar üzerinde çıban yarası gibi görünen terk edilmiş taş ocakları, bu ağaçlandırma sezonu da geçmeden ağaçlandırılmalıdır.
Ayrıca, öğrencilerimizin daha sağlıklı ortamda eğitim görmesi için, okullarımızın ağaçlandırılmasına önem verilmeli.
Köylerimizdeki halkın yakacak, dinlenme ve eğlenme gereksinimlerinin karşılanması için de, tüm köylerimizde bulunan hali, mera ve benzeri kamu arazilerinin ağaçlandırılması için Kaymakamlarımızın gerekli hareketi başlatmaları yararlı olacaktır.
Tehlike sinyali vermekte olan doğamızı yeniden tamir edebilmek için, 1995 yangınından sonra yapıldığı gibi, yeniden bir genel ağaçlandırma seferberliği başlatılmalı.
Aynı doğa içinde yaşayan KKTC vatandaşları olarak, hepimizin yaşam ortamımızı korumamız, daha sağlıklı duruma getirmemiz için el birliği ile hareket etmemiz ve içinde bulunduğumuz ağaçlandırma sezonunu çok iyi değerlendirmemiz gerekir.
Ağaçlandırma kampanyası için ihtiyaç duyulacak olan ek finansmanın sağlanması için, ‘Ağaçlandırma Fonu’ oluşturulması isabetli olacaktır. Oluşturulacak ağaçlandırma fonuna, vatandaşlarımızın kredi kartı vasıtası ile gönüllü olarak katkıda bulunması için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Ayrıca başta taş ocakları ile inşaat sektörü olmak üzere uygun görülecek kesimlerden bir miktar maddi katkıda bulunmalarının sağlanması yararlı olacaktır.