Kıbrıs’ta Türk ve Müslüman kimliğimizle varlığımızı sürdürebilmemiz için, mutlaka basiretli bir nüfus politikası uygulamamız kaçınılmazdır.
Aksi halde Rumlarla aramızdaki nüfus açığının sürekli büyümesi durumunda, azınlık olacağız. Siyasi eşitliğe dayalı çözü istememiz ve anavatanın da bizi savunması zorlaşacaktır.
Yunanistan sırf Rumların nüfus üstünlüklerine dayanarak, Türkiye’nin karasularında bulunan Kıbrıs’ın tümünde hak talep etmektedir.
Uluslararası kuruluşlar ile güçlü devletler de, nüfus üstünlükleri gerekçesi ile Rum –Yunan tezlerini destekliyorlar.
Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde, nüfus üstünlüklerine dayanarak, bizimle eşit siyasi ortaklığı ve güç paylaşımını kabul etmiyorlar.
BM parametrelerine ve liderler arasındaki mutabakatta kabul edilmesine rağmen, siyasi eşitliğe dayalı, iki kesimli, iki halklı federal çözüm yerine, bize üniter devlette azınlık hakları dayatıyorlar.
Avrupa Birliğinde, doğurganlıkta en az 3. ülke olmalarına rağmen, dış göçlerle nüfuslarını sürekli artırıyor ve aramızdaki açığı büyütüyorlar.1963’te 360 bin olan nüfusları, dış göçler sayesinde bir milyonu geçmiştir.
Rumlar bir yandan dış göçlerle sürekli olarak nüfuslarını artırırken, öte yandan da içimizdeki işbirlikçilerinin yardımı ile nüfusumuzun artmasını engellemeye çalışırlar.
Nüfus üstünlükleri avantajını bize karşı kullanmak niyetinde oldukları için, olası çözümden sonra nüfusumuzun ¼ oranında sabitlenmesini garanti altına almak istiyorlar.
Rum yetkililerin nüfus üstünlüğüne sahip olmayı ulusal dava gördüklerini açıklamalarına rağmen KKTC’deki yetkililer, ısrarla nüfusun önemini göz ardı etmektedir.
Sağ kesimdeki siyasiler, nüfusumuzun olduğundan çok daha fazla olduğunu ileri sürerek ve ‘ çok kalabalıklaştığımızı’ açıklayarak, adeta halkımızı korkutarak nüfusumuzun artmasına tepki göstermeye teşvik ediyor.
Sol kesimdeki siyasiler, bir yandan müzakerelerde Rum’u birleşmeye razı etmek için nüfusumuzu olduğundan çok daha az göstererek, bize azınlık hakkı dayatılmasına zemin hazırlıyor.
Öte yandan da, ‘Kıbrıslılık kimliğimizin ve kültürümüzün bozulacağı’ safsatası ile yeni vatandaşlık verilmesine ve nüfusumuzun artmasına karşı çıkıyor.
Kuşkusuz kültür ve kimliğimizi kaybedeceğimiz gerekçesi ile nüfusumuzun artmasına karşı çıkanların haklı, samimi, inandırıcı ve gerçekçi olduğu kabul edilemez.
Çünkü atalarımızın Anadolu’dan geldiği, inkâr edilemeyen bir gerçektir. Türkiye’deki soydaşlarımız ile aramızda farklılık da, Anadolu’nun çeşitli bölgeleri arasındaki kadardır.
Türkiyelilerin KKTC’ ye yerleşmesine karşı çıkanların, öte yandan, dili, dini, milleti farklı olan, üstelik bizi dost görmeyen Rumlarla birleşmek için can atmaları ve tek çözüm seçeneği olarak da birleşmeyi göstermesi çelişkilidir.
Hele Avrupa Birliğine üye olmamızı istemeleri ve Yunanistan ile diğer üye ülke vatandaşlarının serbestçe KKTC bölgesine yerleşme hakkına sahip olmasını sakıncalı görmemeleri, ileri sürdükleri ‘Kıbrıslılık kültür ve kimliğimizin kaybolacağı’ gerekçesinin art niyetli olduğunu ve tutarlı olmadığını gösterir.
Aramızdaki nüfus açığını azaltmamamız durumunda, olası çözümden sonra bile, her koşulda varlığımız yine tehdit alında olacaktır. Bu nedenle Kıbrıs’taki varlığımızı Rumlarla eşit komşu veya ortak olarak sürdürmek istiyorsak nüfusumuzu kesinlikle artırmak zorundayız.
Nüfus çok önemli
Paylaş
Gulseten durmax 6 Yıl Önce
Kesinlokle katiliyorum.