Koşullar birlikte hareket etmemizi gerektirir 

Ülkemizi sarmalına alan Corona salgını ve sebep olduğu sorunları mümkün olan en az zararla atlatabilmek için, el birliği ile hareket etmek zorundayız.
Fakat bazı çevrelerin içinde bulunduğumuz çok sıkıntılı koşullara rağmen, hala daha küçük ve geçici çıkar hesapları içinde hareket etmekten çekinmediği görülüyor.
Oysa bugüne kadar yapılan hatalardan ders alınması ve halkımızın rahata kavuşturacak sorunları ortadan kaldıracak önlemlerin el birliği ile alınması gerekir.
Kimseyi hedef almak kötülemek, kırmak amacında olmadığımı peşinen açıklamakta yarar görürüm. Yabancı ülkelerde az çok yaşayan ve İngiliz idaresini az da olsa bilen, Kıbrıs Cumhuriyetinde ve Türk yönetimlerinde görev yapan bir kişi olarak, amacım sadece bozuk yönetim anlayışının düzeltilmesine katkıda bulunmaktır.
Her şeyden önce, geçmişten günümüze yaşanan deneyimler: bazı olumsuzlukların artık, ortadan kaldırılmasının şart olduğunu gösterir. Örneğin:
1.Anayasa değişikliği, Siyasi Partiler ve Halk Oylaması, Siyasi Partiler, Kamu Görevlileri, sendikalar, Hukuk Mahkemeleri Usulü ve benzeri Yasaları yeniden düzenlenmeli;
2.Parlamenter sistemin, siyasetçilerin popülizmi ön plana çıkarmasına ve kaynakların halkın yararına değil oy avcılığında araç olarak kullanılmasına, yasa çıkarma görevinin de, istenen düzeyde yapılamamasına sebep olduğu görülmüştür. Bu nedenle (ABD de benzeri)başkanlık sistemi gündeme taşınmalı;
3.Yöneticilerin siyasi tercihe göre atanmasına olanak veren Üçlü Atama Yasasının, partizanca uygulamalara, yozlaşmalara, devletin çökmesine, hizmet vermeyecek duruma getirilmesine sebep olduğu anlaşıldı;
Kişisel görüşüme göre, yukarıda ortaya konulan üç temel konuda gerekli düzenleme ve düzeltmelerin yapılmaması durumunda, iktidara her kim gelirse gelsin, halkımızın içinde bulunduğu sıkıntılardan ve ekonomik sorunlardan kurtarılabilmesi mümkün değildir.
Çünkü bugün herkesin şikâyetçi olduğu bozuk düzen, bu 3 ana olumsuzluktan kaynaklanır.
Ülkemizde yaşayan ve olup bitenleri izleyen birçok kişi, bu sorunların artık ortadan kaldırılması gerektiği inancındadır.
Politikacılar ve siyasi parti başkanlarının da bu üç ana olumsuzluğun sakıncalarını görmediği düşünülemez.
Hal böyle iken, iktidara gelen siyasiler, sırf oy kaybetmemek düşüncesiyle, aksaklıkların düzeltilmesi için adım atmaktan çekinmektedir. Çünkü statükoya el atmaları ve aksaklıkları düzeltmeye kalkıştıkları takdirde, çıkarlarına dokunulacak kişi ve kuruluşların tepki göstereceği, hükümete karşı karalama kampanyası başlatılacağı ve oy kaybedileceği biliniyor.
Muhalefette olanlar ise sırf iktidarın başarılı hizmet vererek oy ve siyasi üstünlük kazanmaması için, bazı kişi ve kesimlerin çıkarına dokunabilecek veya geçici süre halkın canını yakabilecek köklü önlemler alınmasını desteklemiyor, demagoji ve popülizm yaparak engellemeyi tercih ediyor.
1974’de elde ettiğimiz değerli kaynaklara, Anavatanın bütün alt yapımızı yapmasına ve her konuda bize maddi - manevi yardımlarını esirgememesine karşın, devletimizin kendi ayakları üzerinde duramadığı, bir çözüm ve birleşik yönetimde de büyük idari zorluklarla karşılaşacağımız inkar edilemeyen açık bir gerçektir.
İşte bu nedenle, artık tüm siyasi parti başkanlarının, ellerini vicdanlarına koyarak her türlü kişisel ve siyasi kazanç ve kayıp hesaplarını bir yana bırakması, ülkemizin kalkınmasını engelleyen olumsuzlukların ortadan kaldırılması için el birliği ile hareket etmesi gerekir.
Bunun gerçekleştirilebilmesinin tek yolu da, erken seçim yerine, tüm siyasi partilerden oluşacak, sadece bir yıl için geçici bir ‘yeniden yapılandırma hükümeti’ kurulmasıdır.
Reformlar ve yeniden yapılandırma için atılacak adımlar el birliği ile yapılacağı için, siyasi partiler arsında, kayba uğrama endişesi olmayacak.
Zaten son seçimde ortaya çıkan tabloya göre, sağlıklı ve uzun vadeli bir koalisyon hükümeti kurulmasının kolay olamayacağı anlaşılıyor.
Bugüne dek sürekli erken seçime gidilmesine rağmen, iktidara gelen siyasi partilerin başarılı olamadığı anlaşılmıştır
Bu nedenle nasıl olsa siyasi partiler yeniden halkın huzuruna çıkmak zorunda kalacağına göre, hiç olmazsa sorunlara sebep olan aksaklıklar düzelttikten sonra seçime gidilmesi, herkesin yararına olacaktır.