Geçenlerde güneyde yapılan ‘Halis ENOSİS’ istendiği açıklamasını, özellikle birleşmeyi tek çıkar yol gösterenlerin, iyi değerlendirilmesi gerektiği görüşündeyim.
Çünkü bu açıklama, Rumların ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri bir ara çözüm peşinde olduklarını teşhir etmektedir. Zaten müzakerelerde dayattıkları: tek egemenlik, tek vatandaşlık, serbest yerleşim, dolaşım, mülkte eski mal sahiplerine tercih hakkı tanınması, Türk bölgesine Rum yerleştirilmesi gibi talepler bu niyetlerini teşhir etmektedir.
Gerçeği belirtmek gerekirse, 1964’ten sonra Rumlar, anavatanları ile birleşmiştir. Halen güneydeki yönetimin resmi kuruluşlarındaki yazışmaları Yunanca, gönderde de Yunanistan bayrakları vardır. Tüm kutlama ve törenlerde Yunanistan bayrakları kullanılır. Dış politikada güneydeki yönetim, Yunanistan’la birlikte hareket eder.
C.Montana’da kabul ettirdikleri ödünler, ayrıca bazı kişi, kuruluş ve siyasilerin birleşik çözüm olmaması halinde yok olacağımızı sık sık açıklaması ve bizi çaresiz göstermesi nedeniyle, Rumlar ENOSİS’i ‘cepte keklik’ görmektedir.
C. Montana görüşmelerinde Yunanistan’ı temsil eden eski Dışişleri Bakanı Kocias da yazdığı kitapta, can alıcı ödünler almayı başardıkları ve taleplerini kabul ettirdiklerini ifade etmektedir.
Ayrıca Rum-Yunanistan ve destekçileri, müzakerelere, C.Montana’da kaldığı yerden devamını istemektedir.
Çünkü Guterres belgesi uyarınca sağlanacak bir anlaşma, kabul ettirdikleri ödünler nedeniyle, belirli bir zaman sonra ENOSİS’i gerçekleştirmelerini sağlayacak.
Hele, 2004’ten sonra KKTC’de halkımızı içerden çökertmek amacına dönük 5. Kol faaliyetlerinin pervasızca sürdürülmesine göz yumulması, hatta TC-KKTC düşmanlığı yapanların korunup desteklenmesi, Rumların zaman içinde ENOSİS hedeflerini gerçekleştirecekleri umudunu güçlendirmektedir.
Görüldüğü gibi yaşanan tüm acı deneyimlere rağmen, Rumların ENOSİS hedeflerinde sapma olmadı.
Yalnız, geçmişten günümüze, ENOSİS’in gerçekleştirilmesinde Rumlar ikiye bölünmüş durumdadır.
ENOSİS yanlılarının bir kısmı, örneğin AKEL’ciler, bu hedeflerini zamana yayarak ve dolambaçlı yollardan gerçekleştirilmesini savunur ve bu amaçla çaba harcamakta.
Bir kısım ENOSİS’ciler ise tüm risklerin göze alınmasını ve acilen adanın kuzeyinin de güney gibi, Yunanistan’a bağlanmasını ister ve savunur. İşte bu görüşte olanlar geçenlerde ‘halis ENOSİS’ istediklerini alenen açıkladılar.
53 yıldan beri sürdürülen çözüm görüşmelerde, Rumların bizimle eşit ortaklıktan yana olmadığı ve yönetme yetkilerini bizimle paylaşmak niyetinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu niyeti nedeniyle de Rumlar, federasyon ve birleşme adı altında tek halktan oluşan üniter bir sistemi dayatmaktadır.
Ancak Türk tarafında, olayları izleyen sade vatandaşlar bile, Kıbrıs’ta tezgâhlanan oyunun farkındadır. Bu nedenle, olası referandumda Rumların başat olacağı bir anlaşmaya razı olması beklenemez.
Oysa Barış harekatından önce sürekli çatışma içinde olan iki halkın ayrı bölgelere yerleştirilmesinden sonra barış içinde yaşamaları, birleşmenin sakıncalı, yan yana iki devletli çözümün daha isabetli olduğunu göstermiştir.
Bu durumda her halkın kendi kendini yönetmesine olanak sağlayan iki egemen devletli çözüm her iki halkın da tercihlerini karşılayacaktır.
Yaşanan deneyimler, iki halkın tercihlerine rağmen, tek çözüm olarak birleşmenin dayatılması iyi niyetli olmaması yanında, yine ara çözüm olarak kabul edilecek, kalıcı olmayacak ve yeni çatışmalara hatta bölgesel savaşa sebep olabilecektir.
Özellikle Türk varlığının bekası, adadaki barışın bozulmaması ve iki anavatan arasında savaş çıkmaması ve kalıcı çözümün tek çaresi egemen eşitliğe dayalı 2 devletli seçenektir.
Halis ENOSİS anlamı ve gerçeği
Paylaş