İç Güvenlik sorunları ciddi bir konuma ulaşmış bulunmaktadır. Ciddi sorunla yüz yüzeyiz. Kuzey Kıbrıs‘ta suç işledikten sonra yakalanmadan ya Güney Kıbrıs'a kaçan veya Türkiye’ye kaçıp orada kayıplara karışan veya Türkiye üzerinden ülkesine geri giden suçlular ile yüz yüze gelmekteyiz.
Örneğin Gökhan Naim’i öldürüp soyanlar. Hapishaneden firar edip yurt dışına çıkan. Ya da en son Girne'de soygun yapıp Ercan'dan kaçanlar bunun yakın tarihli örnekleridir.
Geçmişte de bunun çok örneği olduğu açıktır. Bu olay dışa açılmanın yaşandığı günümüzde oldukça ciddi bir konudur. Çünkü ister yerli, isterse yabancı uyruklu olsun bireysel, grupsal veya organize suç işleme eğiliminde olanlar için bu cazibe oluşmaktadır.
Gel Kuzeye, suç işle, sonra bir yolu ile ya Güneye ya da Türkiye’ye kaç. Bu şekli ile her iki halde de iade olmayacağı hatta oralarda tutuklanıp yargılanma, gerçekleşmeyi için Kuzey Kıbrıs bu açıdan bu suç eğilimleri açısından cazibe merkezi oluşturmaktadır.
Bu yüzden suça eğilimli insanları bu ciddi açık, cezbetmektedir. Bu nedenle bu konu muhataplarla ciddi olarak ele alınmalıdır. Güneyle ilişkiler açısından sorun, ısrarla BM, AB ve uluslararası tüm platformlarda gündeme getirilmelidir.
Aynı şekilde Türkiye ile de konu ciddiyetle ele alınmalıdır. Kuzeyde veya Türkiye’de suç işleyip de iki taraftan birine kaçan yabancı uygunlunun iadesi, muhakkak sağlanmalıdır. Vatandaş olanların iadesi elbette ki Anayasal bir sorundur. O zaman eğer taraflar, kendi vatandaşlarının diğer ülkede suç işlediği zanlısı iseler, o zaman, o kişilerin yargılanması, vatandaş olduğu ülkede, onun yasaları çerçevesinde ele alınmalıdır. İlgili devletin makamlarının gündeme getireceği iddia ve deliler o mahkemeye sunup oranın yargısında, o zanlıların yargılanması süreci ele alınmalıdır.
Böylece Kuzey Kıbrıs suç işlenip de kaçılacak yer olmak cazibesinden çıkabilsin.
Bunun için bizim başka ciddi meseleleri de ele almamız gerekir. Bir kere muhaceret kuralları eksiksiz uygulanmalıdır. Pasaportla yurda girişin, bu işin engellenmesinin tek çıkış yolu olmadığı, Kuzey Kıbrıs'a pasaportla giriş yapan Pakistan, İran, Afrika ülkeleri veya Uzak Doğu ülkelerinden gelen insanların bir kısmının ciddi suçlar işlemesinden ortaya çıkmıştır. Demek ki Muhaceret esasları, ister kimlik kartı, isterse pasaportla giriş yapsın, herkese dönük ciddiyetle ele alınmalıdır.
Bunun yanı sıra, ülke içi kontroller ve denetimler eksiksiz uygulanmalıdır. Kayıt dışılığa dönük eksiksiz uygulama gündemde olmalıdır. Kayıt dışılığı engellemek için bu yalnız bu insanlar değil. Bu insanları çalıştıran, onlara ev kiralayanlara dönük de cezaları, daha da artırarak kesin tavırlar alınmalıdır.
Ayrıca biz bu ülkeye gelip yaşamaya çalışan başka ülke uyruklu insanların suç işleyenlerini de bu ülkede barındırmamalıyız. Çünkü sicilimiz bu konuda temiz değil. Örneğin Gery Rob gibi bazı insanlara vatandaşlık dahi verildi bu ülkede.
Ayrıca bir an evvel ciddiyetle, Beyaz Kimlik Kartı ve ikametgâh işlerini etkin bir şekilde ele alacak, yasal düzenlemeleri. Bu arada vatandaşlığı ciddiyetle ele alacak olan düzenlemeleri ele almalıyız. Bunları bir bütün halinde ele alıp, ciddiyetle adımlar atmazsak, üniversiteler adası veya turizm cenneti olacağız gibi iddia ve hedeflerin de yara alacağı açıktır.
En önemlisi de, kendi yurttaşımız, kendi ülkesinde kendini hiç bir şekilde güvende hissetmeyecektir. Bundan büyük de zarar olmaz.
Güvenlik
Paylaş