Diyalog Gazetesi
2025-02-16 02:24:30

Girne çok güzel bir kent

İsmet ESENYEL

16 Şubat 2025, 02:24

Kendi burnunuzun önündeki güzellikleri bazen yaşayamaz ve göremezsiniz. Günlük hayat akışımız içerisinde yaşam sürdüğümüz, anılar biriktiğimiz, kısaca hayatın kendisini var eden yaşam aslında keşfedilecek en önemli gücümüz.

Hafta sonu Sevgililer günü münasebetiyle konser vermek üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen sevgili Ali Tufan Kıraç ve değerli eşi Ayşe, kız çocuğu Iraz ve oğlumuz Çağrı bizlere Kıbrıs’ın ne kadar güzel bir yer olduğunu onların gözüyle anlattılar.

Keşfetmek çok önemli çok önemli

İstanbul’un karmaşasından sıkılarak daha fazla sakin bir hayat sürmek üzere konseri de bahane ederek iki gün önceden adımıza gelen sevgili Kıraç ile 1998 yılından beri dostluğumuz var. Kendisi öncelikle beyefendi kişiliği, dost, aile babası olma özelliği ve eşine duyduğu hayranlık, çocuklarına duyduğu sevgiyle hepimizin gönlünü kazandı. Biz onunla hiç kopmadık. Bizleri öncelikle bir araya getiren müzik aşkımız ve birbirimize karşı duyduğumuz sevgi ve saygı oldu. Uzun yıllar adamıza gidip gelen sevgili Kıraç bu kez Kıbrıs’ın görmediği taraflarını da keşfetmek istedi.

Şüphesiz kendi kafasında kurduğu bir Kuzey Kıbrıs profili vardı. Yıllarca vatanseverliği ile ön plana çıkan sevgili Kıraç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de çok seven, halkının çektiği zorlukları yakından takip eden bir profile sahip.

Lefkoşa surlar içinde küçük bir tur

İlk gün ziyaretimize Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın daveti ile başlayarak oradan yavaş yavaş Lefkoşa’nın kalbine yani Büyük Han’a yürüyüş yaptık.

Büyük Han’ın mimarisine ve oranın “Arasta” sokağından ilerleyerek mistik ortamında bulgur köftesi ile çay içmeye sevgili Kıraç ve eşi bayıldı. Sevgili Ayşe “Hiç bu kadar çıtırını yememiştim İsmet Hocam” diyerek Kıbrıs’ın gastronomisine duydukları ilgiyi anlattı. Büyük Han kültürünü, amacını, tarihi süreçteki yerini de anlattıktan sonra tekrardan tarihi Büyük Hamamın da önünden geçerek yolculuğumuzu Samanbahçe’deki İskemleci restorana çevirdik.

Perşembe günü Kıbrıs yemekleri olması vesilesiyle tabii ki bizler için bir festival oldu. Menümüzde neler yoktu ki! Bumbarımızdan, molehiyaya, (etli bu arada), magarına bulliden, fırın makarnaya, pazı dolmasından, taze baklaya ve en sonunda ise ballı katmere kadar müthiş bir sofra hazırlandı. Aynı benim gibi lüks yerleri sevmeyen, daha fazla otantik yöresel kültürü ve tatları beğenen Kıraç ve eşi Ayşe öğle yemeğimizden ve tarihi Samanbahçe’nin geçmişinden çok mutlu bir şekilde ayrıldılar. Daha sonra kendileriyle Gine Amerikan Üniversitesi kurucu rektörü Sayın Serhat Akpınar’ı ziyaret ettik. Adada Eğitim ve Turizm üzerine yapılması gerekenler anlamında güzel sohbetler ettik.

Camelot ve kraliçe havuzları, köylere ziyaret

Girne turumuza Camelot sahili ve Lambusa krallığının geçmişinden bahsederken Kıraç odanın yavaş yavaş ne kadar önemli bir kültüre sahip olduğunu çocuklarına anlatmaya çalışıyordu. Kıraç daha önce Camelot’ta benim hatırladığım kadarıyla GAÜ adına en az üç konser vermişti. Müthiş konserlerdi.

Kıbrıslı gerçekten onu çok seviyordu. Daha sonraki yolculuğumuzun ilk noktası yeşilliği ve kahvaltısı ile ünlü Ilgaz köyü oldu. Köyün küçüklüğü kadar yemyeşil doğası Kıraç’ın ne denli bir doğa aşığı olduğunu bir kez daha gösterdi.

“İsmet hocam gerçekten çok dinlendiğimi hissediyorum” dedi.

Daha sonra yolculuğumuz bence adanın en güzel köyü olan Karmi köyüne doğru rotamız çevirdik.

Raquel Welch Sin - Günah filminin 1971 yılında tamamıyla burada çevrildiğini hatırlatarak Karmi köyünün daracık sokaklarında yürümeye başladık. O kadar güzel bir tertemiz bir hava vardı ki, evlerin temizliğinden, sokakların tertibinden burada gerçekten de farklı bir ortamın olduğunu hissetmektesiniz. Adeta dağın içine kurulan bu Şirinköy aslında marka olma yolunda çok daha fazlasını hak etmekte. Özellikle Rodos’taki Lindos köyüne çok benzettiğimiz bu güzel köy tıpkı oradaki gibi gelen turistlere ev sahipliği yapabilecek müthiş bir doğa ve ortama sahip. Yaratılacak Raquel Welch Sokağı ve turistik eşyaların satılacağı bir ortam burayı yepyeni bir çekim alanına dönüştürebilir.

Büyük ihtişamı ile St. Hilarion Kalesi

Özellikle çocukların çok beğendiği Kıraç’ın ise büyüklüğüne hayran kaldığı Beşparmakların içerisine gizlenen muhteşem St. Hilarion kalesi, geçmişte içinde barındırdığı medeniyetler ve tarihi bilgileri ve kendisine verdikten sonra 101 evler ve hazinesinin nasıl doğduğunu onlara anlattım. Ayrıca 1935 yılında adayı ziyaret eden Walt Disney’e nasıl ilham olduğunu da belirttim.

Bir yandan da kraliçe Cornaro’nun aşk penceresini de görmeden ve fotoğraf çekmeden oradan ayrılmadık.

Daha sonraki durağımız Kıbrıs’ta şarklarımıza hayat veren Girne Gelişim stüdyosunu ziyaret ettik. Yeni çıkacak olan şarkılarından konuştuk. Çocukların ve Ayşe’nin hemen mikrofon ve gitar gördükten sonraki şarkılar söylemeye başlaması Kıraç’ın böylesine güzel bir stüdyoya hayran olması hepimizi çok mutlu etti. Stüdyonun sahipleri Mehmet Ali Akçal ve Niyazi Nasifoğlu ile de kahve eşliğinde müzik sohbeti yapmak ayrı bir güzellikti. Mutlaka en yakın zamanda farklı projeler ile yeniden görüşmek üzere oradan ayrılırken dilimizde güzel bir Kıbrıs manisi vardı.

 “Minarede ezan var,

Gız köşkünde gezen var

Şu gıbrızın içinde,

Yüreciğimi ezen var…” 

Yorumlar (1)

Tamer Karadeniz 4 Gün Önce

İste Kibrisa gelen herkese yapilmasi gereken budur.. Onlari 24 saat kumarhanelere tikmak degil..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.