Sayın Nikos Anastasiadis'in ortaya attığı “gevşek federasyon” sözü ile ilgili olarak herkes, kendi penceresinden yorum yapıyor. Ama akıllar da BM Genel Sekreterinin görevlendirdiği Sayın Lute'nin vereceği rapora odaklandı.
Bu söze, Sayın Çavuşoğlu ile Sayın Anastasiadis'in gizli görüşmesi eklendi. Kuşkular gelişti. CB Sayın Akıncı'yı Türkiye devre dışına mı itiyor? Bu tartışmalar da Kuzeyde aldı başını gitti. Tam kakofoni...
Hele bizde buna eklenen ekonomik sorunların ağırlığı, konuyu hepten sönümlendirdi...
Ancak bu dönemde, “Kıbrıs Cumhuriyeti,” Mısır ve Yunanistan üçlü zirvesi yapıldı. İsrail o masada fizik olarak yoktu, ama her şeyi ile orada idi.
Bütün bu kakofoni, Kuzeyde ve Güneyde aklıselim sahibi güçlerin, görüşmelerin başlaması ve çözüm yönünde bir sürece girmesi ile ilgili yapıcı ve itekleyici gücünü göstermesini engelledi.
Çünkü hakim odaklar bir şeyin farkındadır.
Evet, çözüm için dış dinamiğin de etkileyici gücü var. Ancak esas olan iç dinamiktir. İşte yaratılan bu kakofoni içinde, her iki tarafta da iç dinamik, önüne yuvarlanan bu gündemleri tartışmaktan helak oldu. Esası ele alacak olan ortak bir yaklaşımın gelişmesine dönük enerji üremedi.
İngiliz Yüksek Komiseri Lillie...
Bu gelişmeler yaşanırken Sayın Esra Aygın, İngiliz Yüksek Komiseri Sayın Stephen Lillie ile Yeni Düzen’de yayınlanan bir röportaj yaptı. Bu röportajda Sayın Lillie, çok önemli bir nokta ifade etti.
“Öyle sanıyorum ki, gelişmeler nedeniyle, dünyadaki, bölgedeki ve ülkedeki değişimler nedeniyle, Kıbrıs’ta çok sınırlı bir fırsat penceresi olduğuna dair giderek daha büyük bir farkındalık oluşuyor. Bunun ne kadar açık kalacağını söylemeyeceğim, ama bunun ucu açık bir süreç olmadığı kesin” dedi.
Kıbrıs siyasetinde etkin olan İngiliz Büyükelçisinin mesajı açık. Dünyada ve bölgede meydana gelen değişimler, çözüm için açık olan fırsat penceresi artık, “sınırlı “ bir açıklığa döndü! Bunun farkındalığı oluştu diyor. Bu kimlerde oluştu? BMGK 5 Daimi üyesinde mi? Üstelik, bunun ne kadar açık kalacağını biliyor, ama bize söylemiyor. Ucu da açık değil! Yani ha kapandı, ha kapanacak!
Sayın Lute'nin raporu yayınlanmadan verilen mesaj manidar! Gerçekten de dış dinamik açısından durum berbattır. Çünkü, BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi bir biri ile ciddi bir kavga içindedir. Türkiye ile Yunanistan Doğu Akdeniz ve Ege’de yeniden çatışma içindedir. Üstelik Türkiye’nin AB üyelik süreci ve AB ile ilişkileri de ciddi bir kopuş içindedir.
Ayrıca, Brexit sonrası İngiltere’nin bu bölge üzerindeki çıkarlarını, AB ortak çıkarlarının etkisi ile değil, daha fazla ABD eksenli ele alacağı da açıktır. Nitekim EXXON Mobil‘in sondaj işinin ilerlediği noktada, sondaja 5 kala, basına da haberini düşürdüler. Kıbrıs’taki İngiliz Üslerinde resmen ABD’de de var. Haberler hemen servis edildi. Şu kadar helikopter, şu kadar bomba, şu kadar asker diye.
Stratejik Ortaklar, Stratejik “ Düşman”...
Ayrıca Yunanistan Savunma Bakanı da ABD'ye Yunanistan'da üç yeni askeri üs teklif etti. Bunun içinde duymaya çok alışık olduğumuz bir kavramı da ifade etti. “ Yunanistan, ABD'nin stratejik ortağıdır”.
Nasıl olurda ABD ile stratejik ortak olduğu vurgusunu yapan Türkiye ve Yunanistan, aynı zamanda bir biri ile “stratejik” düşman olur? Dolayısı ile ortak olduklarını söyledikleri ABD'nin, kendisini desteklemesi ve diğerine karşı avantaj elde etmek için, o büyük güce dönük tavizkar olurlar.
Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de ve Ege’de dar milliyetçi yaklaşımlarla ortak noktaya gidemeyen, tarih ile coğrafyanın ortak yaşamaya mahkum ettiği iki ülkenin, iki toplumun içine girdiği durum budur.
Böyle bir ortam içinde Sayın Junker’in yerine AB Komisyon Başkanlığı’na aday olan Halk Partisi Başkanı olan Sayın Weber’in demeci de gündeme girdi.. “Türkiye AB'ye üye olamaz”. İşte böylesi bir kaotik durum içinde Kıbrıs'ın güneyinde ve kuzeyinde iç dinamikler, çözüm için esası konuşacaklarına ve ortak enerji üreteceklerine neyi konuşuyorlar? Gevşek meselesini ve Sayın Lute ne yazacak?
Hani üzerinde yakınlaşılan tüm konuları temel alacak ve sorunlu noktaları aşabilecek olan, iç dinamiğin gelişmesine katkı sağlayacağı üretkenlik, nerede?
Açık olan bir şey var. Kendi sorununun Çözümüne dönük, gündem oluşturamayanlar, belli odakların önlerine yuvarladığı meselelerin peşinden koşar. Yani sorun, gevşek federasyonun ötesindedir. Federal Çözümün ilerlemesine yönelik olarak iç dinamiklerde gevşeme var...
Gevşek Federasyon mu? Gevşeme mi?
Paylaş