Federasyon, pratikte denenen, başarılı olamayacağı kanıtlanan, silahlı çatışmalara sebep olan, çok riskli, sakıncalı, gerçeklerle bağdaştırılamayan bir çözüm seçeneğidir.
Her şeyden önce Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS ilkesinden vazgeçmediğinin bilinmesine karşın, federal birleşik yönetimin kalıcı olabileceğini kabul etmek, saflıktan da öte gaflettir.
Çünkü olası federal birleşik çözümü, mutlaka adanın Yunanistan’la birleştirilmesi için sıçrama tahtası olarak kullanacakları aşikardır.
Ayrıca, dili, dini milleti farklı olan, asırlarca birbiri ile kaynaşmayan, farklı köylerde yaşayan, karma köylerde bile ayrı ayrı bölgelerde toplanan iki halkın, aynı yönetim altında işbirliği yapabileceğini düşünmek mantığa aykırıdır.
Türklerle Rumlar arasında, Birleşik çözümün başarılı olamayacağı, yakın tarihimizde Girit adasında kanıtlandı.
Yunanistan, Kıbrıs’ta yaptığı gibi, Rumları silahlandırıp örgütledi. Türkleri katlettirdi. Katliamları durdurmak amacı ile Anavatan müdahale etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine batılı emperyalistlerin, adaya barış getirmek tezgahı ile dayattıkları birleşik çözümden sonra Girit, Yunanistan’a bağlandı.
Bu acı deneyimden sonra,1960’ta Londra Zürih anlaşmaları ile Kıbrıs’ta da bir çeşit federasyon olan, iki halklı birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu.
Ancak, ortaklık cumhuriyetinin cumhurbaşkanı olan Makarios, anlaşmayı imzaladıktan sonra, ENOSİS mücadelelerinin noktalanmadığını açıklamaktan çekinmedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, iki halk arasında samimi ve yapıcı işbirliği kurulması mümkün olmadı. Çok ciddi sıkıntı, çekişme, huzursuzluk ve sorunlarla karşılaşıldı.
Sonuçta, birleşik yönetim üç yıl sonra bozuldu. Rum saldırıları sonucu Türk halkı yönetimden dışlandı, göç ettirildi, katledildi, mal ve can kayıplarına uğratıldı. Halen dayanaksızca ve haksızca ambargolarla cezalandırılmaktadır.
Yakın geçmişte Girit’te ve ondan sonra da Kıbrıs olaylarında, yazılı anlaşmalar ile garantilerin güvenli olamayacağı pratikte kanıtlandı.
Uluslararası anlaşmalar konusunda da, batılı emperyalist ülkeler ile onların güdümünde olan BM ile AB’nin tarafsız davranmadığı görüldü.
Ayrıca Batılı emperyalistler ile onların güdümünde olan BM ile AB’nin verdikleri sözleri yerine getirmedikleri ve güvenilir olmadıkları kanıtlandı.
Halen Batılı emperyalistler kendi ulusal çıkarları ve Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarını sahiplenmek amacı ile Türkiye’yi adadan uzaklaştırmak ister.
Öte yandan Rum-Yunan ikilisi ENOSİS ideallerini gerçekleştirebilmek için, sırf sıçrama tahtası olarak kullanmak amacı ile birleşik federal çözümü dayatmaktadır. Çünkü sınırları belirli yan yana iki egemen devletli çözümden sonra, Megalo İdea’nın şartlarından biri olan Kıbrıs’ı ilhak etmeleri, artık ilelebet mümkün olamayacak.
Güneyde yapılan açıklamalar, eylemler, yöneticilerin tutumu, müzakerelerdeki talepleri Rumların adanın kuzeyini de kontrolleri altına almak çabasında olduklarını gösterir. Bu nedenle birleşik çözümü dayatmaktadırlar.
Girit ve Kıbrıs Cumhuriyeti deneyimine ek olarak, yarım asırdan beri federasyon zemininde yürütülen görüşmelerde her yöntemin denenmesine, her şeyin tartışılmasına ve en son Crans Montana’da Türk müzakerecilerin aşırı teslimiyetçi davranmasına karşın, anlaşma yapılamadı.
Yaşanan acı deneyimlere, Rum-Yunan ve emperyalist ülkeler ile onların güdümünde olan BM ve AB’nin niyet ve amaçlarının bilinmesine rağmen, Türk tarafında bazı siyasilerin hala daha federal birleşik çözümü savunması, halkımızın yararına değildir.
1963 olaylarından sonra güçlü devletlerin araya girmesi ve çeşitli nedenlerle iki anavatan arasında savaş çıkması önlenmişti.
Fakat olası birleşik çözümden sonra 1963 benzeri olayların tekrarlanması halinde, anavatanlar arasında savaş çıkmayacağını kimse garanti edemez.
Zaten Rum lider Anastasiadis herhalde, olası anlaşmayı sıçrama tahtası olarak kullanmasının tehlikeli olacağını düşündüğü için Crans Montana’da kabul ettirdiği ve ENOSİS’e zemin hazırlayacağı bilinen ödünlere rağmen, anlaşmaya yanaşmadı.
Özetle belirtmek gerekirse, adadaki barışın ilelebet bozulmaması, iki anavatanlar arasında savaş olasılığının sıfırlanması isteniyorsa, artık birleşik federasyon seçeneğinden vazgeçilmeli.
İki halkın kendilerine ait bölgelerde, sınırları garanti altına alınacak iki egemen devletli çözüm seçeneği ile Kıbrıs davası ilelebet bozulamayacak şekilde halledilmeli.
Federasyon tehlikeli bir maceradır
Paylaş