Federasyona takılıp kalmak tarihi hata olacaktır.
Yaşanan olaylar, geçmişten günümüze yaşanan deneyimler ve Yunanistan ile Rum yetkililerinin açıklamaları, adanın kuzeyini de ele geçirmek ve tümünü ilhak etmek idealinden zerre kadar sapmadıkları anlaşılıyor.
Türkiye’nin doğu Akdeniz’de etkisiz duruma getirilmesini isteyen emperyalist devletler ve güdümlerindeki Birleşmiş Milletler ile Avrupa Birliğinin federasyon ve birleşme seçeneği üzerinde ısrar etmelerinin tek nedeni de adayı Yunanistan’a vermektir.
Geçmişten günümüze yaşanan deneyimler, Kıbrıs’ta ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanılamayacak ve kalıcı tek çözümün, iki devletli seçenek olabileceğini gösterir.
Birleşmiş Milletler tarafından ve geçmişte Türk ve Rum liderler tarafından kabul edilen iki kesimlilik ve iki toplumluluk ilkesini gerçekten benimseyen taraflar da, iki devletli çözüm seçeneğine karşı olmamalıdır.
Çünkü iki toplumlu, iki kesimli yönetimde de iki halkın, iki ayrı bölgesi ve iki yönetimi olacaktır. Eğer amaç adadaki iki halk arasında işbirliği yapılmasının sağlanması ise, bu Avrupa Birliği çatısı altında da mümkündür.
Ancak yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde Rum tarafının talepleri, amaçlarının federasyon aldatmacası altında, ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri bir anlaşma yapmak olduğu çok açık bir şekilde ortadadır.
Zaten Rum yönetimi eski başkanı Kleridis de müzakere masasında bizi oyaladıklarını itiraf eden açıklamalar yapmıştı. Rum yönetimi eski Dışişleri Bakanı Rolandis’de ENOSİS hedef ve idealleri nedeniyle, tüm çözüm modellerini ret ettiklerini açıklamıştı.
Son olarak şimdiki Rum yönetimi başkanının açıklamaları, bizim anladığımız anlamda birleşmeyi ve federal çözümü akıllarının ucundan bile geçirmediklerini, bize ayrıcalıklı azınlık hakları verebileceklerini açık bir dille ortaya koymuştur.
Zaten yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde Rum tarafının talepleri, amaçlarının ENOSİS’e zemin hazırlayacak ve sıçrama tahtası olarak kullanabilecekleri bir çözümü gerçekleştirmek olduğunu gösterir. Tek egemenlik ilkesinde ısrar etmelerinin amacı da olası anlaşmayı yine bozmak ve bizi devletsiz bırakmaktır.
Rum-Yunanistan ikilisinin gizlemek gereği bile duymadığı ve açıkça ortaya koymaktan çekinmediği niyetinin bilinmesine karşın, bizim hala daha ve ısrarla Federasyonu ve birleşmeyi tek çözüm seçeneği kabul ettiğimizi açıklamamız çıkarımıza olamaz.
Aksine Rum-Yunan ikilisinin istediği şekilde çözümü kabul ettirebilecekleri umudunun güçlenmesine ve makul bir çözüme yanaşmamasına sebep olacak.
Müzakerelerde sırf Rum tarafını federal ve birleşik çözüme razı etmek düşüncesi ile verilen ödünler nedeniyle, BM parametreleri ile geçmişte Türk ve Rum liderlerin kabul ettikleri çözüm ilkelerinin tümüyle etkisiz duruma getirildiği inkâr edilemeyen bir gerçektir. Bu nedenle geleceğimizin risk altına sokulmaması için, mutlaka Rum ile birleşmek saplantısından kurtulmamız kaçınılmazdır.
Fonksiyonel federasyon olan1960 ortaklık cumhuriyetinin acı ve maddi kayıplarla bozulmasına, Akridas ve İfestos katliam planlarına, Rum-Yunanistan ikilisinin Megalo İdea ve ENOSİS ideallerinden vazgeçmemesine, Rum yönetimi başkanı ile güneydeki siyasileri yönlendiren Baş papazın açıklamalarına rağmen, birleşmeyi savunan ve başka çözüm seçeneklerine karşı çıkanların, barışa ve çözüme hizmet etmediği görüşündeyim.
Bilinen gerçeklere rağmen hala daha Federasyon ve birleşmede ısrar edenlerin, tarihte olumlu bir sıfatla anılmayacakları görüşündeyim
Federasyon
Paylaş