Ne acıdır ki planlı ve koordineli hareket edemiyoruz. Bu, her alanda karşı karşıya olduğumuz bir zafiyetimizdir. Bunun olması için önce bir strateji olması lazım. Bunu yaptıktan sonra öncelikler sıralaması yapmak gerekir. Uygulamada da iş yapılırken sonuçları değerlendirmek şarttır. Sizin ve başkalarının da devamlı sorgulaması ve bunu da dikkate almanız gerekir.
Ekonomide ve iç dış politikada ciddi sorunların olduğu bir dönemde pandemi bizi vurdu. Bu var olan sorunları daha da derinleştirdi ve bize yeni ve çok yönlü sorunları ilave olarak getirdi.
Bunlardan biri sağlık alanındadır. Diğeri de tüm sorunların ana kaynağı olan ekonomi ile ilgilidir. Fakat sağlık alanın da el birliği ile ulaştığımız bir olumlu nokta var. Covid-19 bulaşması, şimdilik Kuzeyde kontrol altına girdi. Bu çok olumlu ve önemli bir noktadır. Ama bu konuda başarıya karşın ciddi sorun ve eksiklikler var. Yaşadığımız kötü günleri ucuz atlatmamız, eksikliklerimizi daha fazla gidermeye bizi sevk etmesi gerekir. Fakat “normale” döndük derken, eskinin pekte matah olmayan lakayıt, vurdumduymaz ve bir birimizi dinlemeyen haline, hem de daha fazla olarak döndük. Kısacası eski hamama, eski tası bulmak için girdik.
Hala bir pandemi hastanemiz yok. O salgının içinde bunun yokluğunu, panik içinde yaşadık. Kedinin yavrusunu yerden yere taşıdığı gibi, uyduruk pandemi hastaneleri ilan ederek, en temel sağlık yapılarımızı, yerden yere taşıdık. Yoğun bakım servislerimizin eksikliğini, pandemi sürecinde kısmen gidermeye çalıştık. Ama hala eksik var. Ne acıdır ki Yoğun Bakım uzmanı iki doktorumuz var. Onlar da insandır ve yorulurlar. Hemşire, uzman de diğer eksikliklerimiz var. Şimdi bunun için bunları en aza düşürecek hızlı bir plana ihtiyaç var. Bunun için hükümet, muhalefet ve ilgili sivil toplumla ciddi bir ortaklaşmaya ihtiyaç var. Bu konuda ne acıdır ki olumlu bir ortam yok.
Bu arada Türkiye ile mali açıdan yabana atılamayacak bir protokol imzalandı. Ama bu protokolde maalesef bu alanlara dönük ciddi bir planlama açılımı yok. Aksine bu eksiklikleri giderecek, önemli adımları atmaktan bizi uzak tutacak genellemeler var. Örneğin kamuya istihdamda emekliye çıkacak olan sayı ile konmuş bir sınırlama var. Bilinen bir gerçektir, eğitim ve diğer alanlarda da ciddi teknik ve uzman eleman eksikliği var. Peki, neden 2020 ve 2021 için bu konu, sağlık alanında bu genel uygulamanın sınırları içine alınsın? Sağlık alanına bu konuda açılım yapılmalı idi. Hala vakit geç değil. Protokol; sağlık için esnetilmeli, personel alımı, maksimum olarak genişletilmelidir.
Aynı zamanda somut olarak, kamu yatırımları ile ilgili olan destek; pandemi Hastanesi ve Lefkoşa ile Mağusa hastanelerindeki yoğun bakım servislerinin güçlendirilmesi ile ihtiyaç olan teknik araçların, ilaçların daha fazla sayı olarak alımı için düzenlenmelidir. Hem de derhal.
Bakın, hayatı sağlık için durdurduk. Ekonomi; sağlık nedeni ile büyük yara aldı. Dolayısı ile şimdi yaşam ve ekonomi için açılım zorunlu. Öyle ise öncelik, sağlıktaki eksiklikleri gidermeye verilmelidir. Personel, bina, araç, ekipman ve ilaç eksikliklerini hemen gidermek gerekir. Pandemi sürecinde bazı hatır bilir iş insanları, yoğun bakım için ihtiyaç duyulan ilaçlardan 100 tane alıp bağış yaptı. Güzel olay. Ama yüz ilaç nedir? Dua edelim ki yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta sayımız artmadı.
Kısacası ekonomi ve yaşam için açılım şart. Sağlık alanındaki eksiklikler gerekçesi ile dünyaya ve Güneye açılmayı geciktireceksek, ekonomiyi solunum cihazına bağlasanız dahi kurtaramayacaksınız.
Bunları süratle ele alacak bir toplumsal beyin fırtınasına ihtiyaç var. Ama aynı zamanda üç aylık sıkı tedbirlerden sonra; maske, hijyen ve sosyal mesafe ile korunma kurallarını da kendi elimizle yok etmeyelim.
Eski hamamın tası
Paylaş