Şikâyetlere rağmen, KKTC’de yasaların uygulanmamasında büyük bir umursamazlık olduğu, inkâr edilemeyen bir gerçektir.
Oysa tüm ülkelerde olduğu gibi KKTC’de yasalar, göstermelik ve iş ola çıkarılmamıştır. Hükümetlerin başlıca görevi de yasaları uygulamaktır.
Bu nedenle vatandaşlar yasalara uymak, devlet memurları ve yöneticiler de yasalara uyulmasını sağlamak zorundadır.
Yoksa vatandaşlar yasalara uymaz, ilgili devlet memurları yasalara uymayanlar hakkında işlem yapmaz, hele herkesin gözü önünde ceryan eden ve basına yansıyan olaylara rağmen, yasaları uygulamayan görevliler hakkında hiç bir işlem yapılmaz ise, ülke kaosa sürüklenir.
Demokratik hukuk düzeninde, devlet görevlileri; duygusal, yanlı veya başka herhangi bir etki altında kalmadan yasalara göre hareket etmek zorundadır. Böyle hareket etmeyenler hakkında da, hiyerarşik sıraya göre, daha üst düzeydeki sorumlu ve yöneticiler tarafından disiplin soruşturması yapılması şarttır.
Bizde maalesef devlet işlerinde hesap sormak mekanizması tam olarak işletilmediğinden, bir çok kez vatandaşların yasaları çiğnediği, devlet görevlilerinin yasaları uygulamadığı, yöneticilerin de görevini yapmayanlar hakkında hiçbir soruşturma yapmadığı görülür.
Sonuçta başka ülkelerde vatandaşların yasalara uyması istenirken, KKTC’de artık vatandaşlar hükümetin yasalara uyulmasını sağlanmasını talep etmektedir. Yasaların pervasızca çiğnenmesi artık halkın tepkisine sebep oluyor. Örneğin:
-Bazı kimselerin çevreye gelişigüzel çöp ve inşaat artıklarını bırakması;
- Su kıtlığı ile boğuşan ülkemizde gelişigüzel su kuyusu açılmasının önlenmemesi;
-Ağaçların izinsiz kesilmesi;
-Birçok sürücünün trafik kurallarına uymaması;
-Araç sürerken birçok kişinin Cep telefonu kullanması;
- Hastanelerde bile aşırı derecede gürültü kirliliği yapılabilmesi;
-Ormanlara ve özel arazilere hayvan sürüsü salıverilmesi;
-Bazı apartmanların kanalizasyon sularını derelere boşaltması;
-Seyrüsefer ve sigortasız araç kullanılması;
-Devletimize hakaret eden ve aşağılayanlar hakkında hiçbir işlem yapılmaması;
-Yaya geçitlerinde yayalara öncelik tanınmaması;
- Yasalara aykırı olarak dere yataklarına inşaat izni verilmesi;
-Bahçelerin sulama borularının, su depolarının ve ağaçların meyvelerinin çalınması;
- Genellikle yasalara uyulmasının kişilerin hür iradesine, tercih ve keyfine bırakılması;
Ülkemizde herkesin kendi başına buyruk hareket etmesine göz yumulduğunu gösteren, üzücü ve de çarpıcı örneklerin sadece bazılarıdır.
Herkesi etkileyen bu üzücü olayların sık sık tekrarlanmaması için yasaların uygulanmasına duyarlılık gösterilmeli. Ülkede bir düzen bulunmalı ve kimse kendi keyfine göre hareket edememeli. Aksi halde, sürekli olarak halkın huzurunu kaçıran üzücü olaylar tekrarlanacak ve ülkemiz yaşanılması zor bir ortama sürüklenecektir.
Kişi başına düşen memur sayısı bakımından dünyada en ön sırada bulunmamıza rağmen, yasalara uyulmasının sağlanmaması, siyasi iktidarın, devlet kuruluşlarını başarılı bir şekilde çalıştıramadığını gösterir. Hükümetlerin görevi sadece memur maaşlarını ödemek ve STÖ’lerin eylem yapmasını önlemek olmadığının bilinmesi gerekir.
Dağ başında mı yaşıyoruz?
Paylaş