Bana verilen bilgiye göre, şimdiki Cumhurbaşkanımızın yabancıları kabulünde, bayraklarımız kaldırılmamaktadır.
Buna rağmen sosyal medyadaki tartışmalara açıklık getirmek amacı ile bayrak konusundaki gerçekleri hatırlatmakta yarar görürüm.
Cumhurbaşkanları, KKTC vatandaşlarının oyu ile 5 yıl süreliğine seçilip makama getirilen kişilerdir;
Cumhurbaşkanlarının görev yaptığı yer olan Cumhurbaşkanlığı binası, devletinin resmi bir kuruluşudur;
Resmi bir devlet kuruluşu olan cumhurbaşkanlığında, devletin simge ve bayrakları hiçbir gerekçe ile geçici veya kalıcı olarak kaldırmamalı;
Bayrak bir kumaşın üzerine belirli renk ve şekillerden yapılan ulusal bir nesnedir; ama manevi değeri büyüktür; bayrak bir ulusun özgürlüğünün kanıtı, yere inmez gururudur;
Bazı birleşme- federasyoncu yanlılarının, ileri sürdüğü gibi bayrağa önem vermek, fetişizme; yani ilkel toplumlarda olağanüstü gücü ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız varlıklara tapma biçimindeki eylemlere benzetilemez.
KKTC halkı tarafından Cumhurbaşkanı olarak hizmet eden kişi ile görüşmek isteyenler, devletimizin bayrak ve simgelerinin kaldırılmasını şart koşamaz;
Yabancılarla görüşmelerde sırf onları memnun etmek amacı ile devletimizin makamındaki bayraklar kaldırılmamalı;
TV haberlerinde batılı diplomat ve yetkililerin, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü yetkilileriyle bile, örgütün simge ve paçavralarının bulunduğu mekânlarda görüştüğü görülmektedir.
Yabancıların devletimizi tanıyıp tanımamaları kendi siyasi tercihleridir;
Ancak, devletimizin tanınmaması devletimizin mevcut olmadığını göstermez;
Her şeyden önce Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoru ile kovulduğumuz için kurduğumuz KKTC, 38 yaşında ve dört dörtlük bir devlettir.
Tanınma, sadece uluslararası alanda diğer ülkelerle ilişki kurmak için gereklidir. tanınmamış olmak, yasadışı olmak değildir.
Hukuki olarak Devlet; ‘belirli bir insan topluluğunun, belirli toprak parçası üzerinde egemenlik sağlamasıyla oluşan ve hukuki kişiliğe sahip, bir örgütlenmedir.
Bu nedenle ABD’nin Colorado eyaletinde Kıbrıslı Rumların 2012 yılında açtığı ‘Toumazu davasındaki mahkeme kararında: ‘ABD tarafından tanınmasa da KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakan, Yargısı ve kurumlarıyla demokratik bir devlettir’ açıklaması yapıldı.
KKTC’de Cumhurbaşkanlığı görevine getirilenler toplum lideri değil, halkın hür iradesi ile belirli bir süre makamda göreve getirilen kişilerdir;
KKTC Cumhurbaşkanları göreve başlarken Mecliste ‘Devletin varlığını koruyacaklarına’ dair and içerler.
Devletimizin yetkilileri ile görüşmek isteyenler, devletimizin simge ve bayraklarının kaldırılmasını şart koşamaz, bekleyemez;
Yabancıların, bayrak ve simgelerimizin bulunduğu yerde yetkililerimizle görüşmeyi kabul etmemesi, halkımıza yapılabilecek saygısızlığın en büyüğüdür.
Varlığımızın simgesi olan bayrağımızın bulunduğu ortamda görüşmek istemeyen yabancıları, cumhurbaşkanımız kabul etmemeli.
Türk tarafı olarak bundan sonra federasyon-birleşme saçmalığı ile oyalanma ve ambargolarla cezalandırılmamız tezgâhına boyun eğmeyeceğimizi ve sadece iki egemen devletli seçeneği görüşebileceğimizi açıkladığımıza göre, bayrağımız muhataplarımızın daha fazla gözlerine sokulmalı.
Bayrak konusunda görüşler
Paylaş